-
Bu makale, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma aşaması ile başlayan Laiklikfikriyatının, 1937 yılında son şeklini alan Laiklik Devrimi’ne dönüşmesi veAtatürk’ün vefatı sonrası algılanışı üzerinde durmaktadır. Nitekim bu algılanıştaiçsel olarak çok partili hayata geçişin, dışsal olarak ise Soğuk Savaş ortamınınbüyük etkisi olduğu görülmektedir. Bu iki ana etken ekseninde, henüz on yıl kadaryetersiz bir zamanın geçmesine rağmen, devrimlerin yerleştiği iyimserliğigösterilmiştir. Özellikle 1940’lı yıllarda Laiklik, 1928-1938 yılları ilekıyasladığımızda, seçim-iktidar sorunu, dış gelişmeler-ekonomik buhran gibi temeletkenlerin aktarımıyla durağanlaşmış, hatta gerilemiştir.Çağdaşlaşma amacının en önemli dayanağı olan Laiklik devrimi, ulusalgereklerin doğurduğu anlayıştan, evrensel anlayışa yönelerek iç dinamikleriniyitirmiş, pasifleşmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimi ile “Türk milleti ve bir demilletler tarihinin bin bir facia ve ızdırap kaydeden yapraklarından çıkardığımıznetice”lerle yapılan Türk Devrimleri, özellikle Laiklik, Atatürk’ün ölümünden kısabir süre sonra tahrip edilmeye başlanmış; ardından siyasi arena “Din OyunuAktörleri”ne açılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2008 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0