Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde devleti kurtarmak için yapılan ıslahatlar devletin yıkılışını engelleyememişse de yeniliklerin içinde yetişen ve ülkenin yıkılışının sebeplerini sorgulayan bir nesil yetişmiştir. Bu neslin bir kısmı 1912-1922 arasında savaşlarda yitip gitmiştir. Umudunu kaybetmeyen yaşamayı ve yeni bağımsız, Türk devletini kurmayı başaran dönemin asker ve sivilleri yeni kurdukları devletin sağlam temellerde yükselmesi ve güçlenmesi için kafa yormuşlardır. Bu nesil dönemin siyasi, sosyal, tarihi koşulları nedeniyle çok uluslu devlet anlayışından milli devlet anlayışına yönelmek zorunda kalmıştır. Osmanlı’nın yıkılması, uzun süren savaş yılları zihin ve duygu dünyalarında derin etkiler yapmıştır. Yaşanan acıların henüz taze olduğu bu dönemde kanla kurdukları yeni devleti son derece kıskanç bir şekilde koruma tepkisi göstermişlerdir. Osmanlı’nın son döneminde devleti kurtarmak için eğitim alanında yapılan tartışmalar, Cumhuriyet’in kurulmasından hemen sonra Cumhuriyet’i güçlendirmek için nasıl bir eğitim verilmelidir tartışmalarına dönmüştür. Osmanlı’nın kurucu unsuru olan ve Osmanlı’nın enkazından yeni bir devlet kurmayı başaran Türk milleti için ister istemez eğitim tartışmaları milli eğitim bağlamında ele alınmıştır. Nitekim milli eğitim sistemi kurma arayışlarına psikoloji eğitimi almış olan Ali Haydar (Taner) de Milli Terbiye isimli raporuyla katkıda bulunmuştur. Çalışmanın ana konusu olan rapor dönemin koşulları içinde ele alınmış, tarihi bir bakış açısıyla incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2018 |
Gönderilme Tarihi | 29 Haziran 2018 |
Kabul Tarihi | 24 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0