Öz
Türk solu, 1945 öncesinde de düşünce ve eylem zenginliği içinde siyasette yer
almış bir harekettir. Her dönemde devlet tarafından izlenmiş, kovuşturulmuş olan ve
daha çok Türkiye Komünist Partisi kökenli bu hareket, İkinci Dünya Savaşı
sonrasında Türkiye’de legal biçiminde varlık kazanmış ve var olan sol akımlarla da
bütünleşme eğiliminde olmuştur.
1945’te Demokrat Parti’nin (DP) kuruluş aşamasında, DP ile sol hareketler
arasında bazı yakınlaşmalar olmuştur. DP’nin, bu aşamada toplumsal muhalefetin
tamamına ulaşmak amacıyla bazı sol söylemler geliştirmiş olması da bunda
etkilidir. Bu dönemde Türk Solu, hem DP hem de Hükümet ile ilişkilerinde belirgin
bir umutvar tavır içindedir.
Sol düşünce çerçevesindeki bazı isimler ile kurulacak DP arasındaki ilişkiler,
CHP’yi rahatsız etmiştir. “Çok partili hayat”a geçişte daha kontrollü bir muhalafet
partisi tercih eden CHP’nin de çabalarıyla, bu gruplar ile DP rasındaki
yakınlaşmalar, 1945 sonlarındaki “Tan Olayı” ve onu izleyen dönemde sona
ermiştir.
Türkiye’de sol düşüncenin demokrasi ve özgürlükçü söylemli kitle partileri ile
olan ilişkisi, çoğu kez görece ileri olanı, görece daha geri olana karşı savunmak gibi
kendi toplumsal varlığı ile çelişkili ama zorunlu bir çabayı içeren uzun tarihi bir
gelişim üzerinde biçimlenmiştir. 1945 ile 1946 arasındaki dönem, Türk solu
açısından bu gelişimin ana temalarının belirdiği bir tür siyasi labarotuvar olma
özelliğini korumaktadır.