Öz
Orta çağdan başlayarak Avrupa ülkeleri ile Türkler arasında ticari ilişkilerin
dışındaki ilişkiler genellikle düşmanca bir algıüzerine kurulmuştur. Bu algı, kökü
çok derinlerde olan bir kavramdır. Buna rağmen opera, operet ve bale sanatıiçinde
Türklerle ilgili birçok unsurun yer aldığıgörülmektedir. Opera, operet ve bale
Avrupa’da soyluların ve elitlerin sanatıolarak bilinir. Türk imajının bu üç sanat
içinde yer alışı, Türk kültürüne bakışaçısı, bu bakımdan son derece önemlidir.
Siyasal bakımdan düşmanca ilişkilere rağmen sahne sanatlarında bakışaçısının bu
düşmanca ölçüler içinde olduğunu söylemek oldukça güçtür. Hatta zaman zaman
büyük bir sempati uyandıracak niteliklere sahiptir. Bu çalışmayla, toplumlar
arasında zaman zaman çok güçlü olumsuzluklar ortaya çıkmasına rağmen, Batı
toplumlarıile bu sanatlarda yoğun bir kültürel alışverişoluşuna dikkat çekmeye
çalışılmıştır. Tiyatro, opera, operet ve balenin gelişme çağlarından başlayarak
günümüz kadar Türk kültürü ile yakından ilgilendiği yapılan arşiv, belge ve
kütüphane araştırmalarından açıkça görülmektedir. Türk kültürünü konu edinen
sahne sanatlarının bir kısmının temasınıtamamen Türklere ait olaylar oluştururken,
bir kısmında giyim kuşam, dans veya bazıkarakterlerin Türklerden ve Türk
kültüründen alındığı görülmektedir.