Toplumların her an değişme halinde olduğu kabul edilen bir gerçektir. Bu değişmenin hızının belirlenmesi ve çeşitli konuların karşılıklı etkileşiminin nasıl gerçekleştiğinin ortaya konulması, yorumlanması ve yeni bilgiler üretilmesi farklı disiplinlerin uğraş alanları içerisinde ele alınmaktadır. Türk toplumunda, 1950’lerde başlayan ve 1980’lerde kademeli olarak hızlanan değişimin ana ekseni, köylülüğün çözülüp, köylerden şehirlere kırsal nüfusun göç etmesi olarak kabul edilmektedir. Köylülüğün çözülmesindeki en önemli nedenlerden biri de tarımsal üretimdeki değişimdir.
Tarımsal üretim, pek çok kişinin düşündüğü üzere sadece bitkisel üretimi ifade etmez. Bitkisel üretimin yanında, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık gibi alanları da kapsamaktadır. Bununla birlikte tarım sadece bir geçim kaynağı veya üretim biçimi olarak da düşünülmemelidir. Kendisine bağlı olan insanların mutfak kültürünü, giyim kuşamlarını, örf ve adetlerini, komşuluk ilişkilerini, ev ve barınmaya yönelik mimari yapılarını, dini algılayış ve yorumlayışlarını, yani o toplumun maddi ve manevi kültürüne ilişkin tüm temel öğeleri kapsar. Tarımı en iyi ifade edebilecek söz belki de Lamartine’nin “Buğday değildir yalnızca, tüm bir uygarlıktır topraktan yükselen” sözüdür. Bu bağlamda diyebiliriz ki tarım, eski çağlardan günümüze kadar insanların en temel uğraşı alanı ve geçim kaynağı olmuştur.
Çalışmamızda bu noktadan hareketle, özellikle Türkiye genelinde sanayileşmenin hızlandığı 1960-2000 yılları arasında, tarımsal üretim ve mekanizasyon konularında Ağrı ilinde yaşanan değişimin, kırsaldaki etkilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mart 2020 |
Kabul Tarihi | 16 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 66 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0