Lozan Barış Konferansı’nda ülke dışına çıkartılması düşünülen İstanbul Rum Patrikhanesinin Yunanistan’ın çabaları sonucunda yalnızca dini işlerle ilgilenecek bir kurum olarak kalmasına karar verilmişti. Aralık 1929’da Patrik seçilen Fotios, Türk hükümeti ile iyi ilişkiler tesis edeceğini beyan etmişti. Fotios Türk kanunlarına riayet edeceğini söylemesine rağmen Patrikhaneyi tüm Hristiyan kiliselerle birleştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmuştu. Lozan’a aykırı olarak görülen bu faaliyetler özellikle Türk basını tarafından eleştirilmiştir. Fotios’un, Patrik unvanını kullanması konusunda dahi tartışmaların yaşandığı bu dönemde Patrikhanenin çalışmaları Türk-Yunan ilişkileri ile de bağlantılı olarak sürdürülmüştü. 1921’de kurulan Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin mevcudiyeti Patrikhanenin gücünü olumsuz yönde etkilemesine rağmen Hristiyan birliğinin oluşturulmasında Anglikan kilisesi ile ilişkiler önemli bir yer tutmuştu. Yunanistan’da muhalif basının ve bazı Bulgar gazetelerinin Patrikhanenin İstanbul’da kalmasıyla eski ihtişamını kaybettiği iddiaları Patrikhanenin başka bir yere taşınmasını da gündeme getirmişti. Patrikhane’nin Aynaroz’a taşınmasını isteyenlere karşılık hem Patrikhane yetkilileri hem de Yunanistan böyle bir girişimin olmadığını belirtmişlerdi. Lozan Konferansında gündeme gelen ve şiddetle karşı çıkılan taşınma meselesi Fotios’un patrikliğinin son döneminde belirli gruplar tarafından dile getirilmiş olsa da önemliydi. Patrikhanenin hem Türk-Yunan ilişkilerinden hem de uluslararası politikadan bağımsız düşünülemeyeceğinin göstergesi idi.
It was decided that the Greek Patriarchate of Istanbul, which was considered to be taken out of the country at the Lausanne Peace Conference, would remain as an institution that would only deal with religious affairs as a result of the efforts of Greece. Fotios, who was elected Patriarch in December 1929, declared that he would establish good relations with the Turkish government. Although Photios said that he would comply with Turkish laws, he carried out activities to unite the Patriarchate with all Christian churches. These activities, which were seen as contrary to Lausanne, were especially criticized by the Turkish press. In this period, when even the use of the title of Patriarch by Photios was discussed, the work of the Patriarchate continued regarding Turkish-Greek relations. Although the existence of the Turkish Orthodox Patriarchate, which was established in 1921, negatively affected the power of the Patriarchate, relations with the Anglican church had an important place in the formation of Christian unity. The claims of the opposition press in Greece and some Bulgarian newspapers that the Patriarchate lost its former glory after staying in Istanbul came to the fore to move the Patriarchate to another place. Both the Patriarchate officials and Greece informed those who wanted the Patriarchate to be moved to Aynaroz. This issue, which came to the agenda at the Lausanne Conference and was fiercely opposed, was important even though it was voiced by some groups in the last period of Photios' patriarchate. It was an indication that the Patriarchate could not be considered independent of both Turkish-Greek relations and international politics.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2021 |
Kabul Tarihi | 6 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 70 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0