In the context of Türkiye, the Middle East is a region that encompasses Arab societies and Israel, sharing numerous historical and cultural commonalities within the framework of neighboring relations. The Republic of Türkiye, in the process of structuring the state and establishing the regime following the proclamation of the Republic, has been shaped by the national interests of Türkiye, which is based on the stability of the system and the region. This perspective persisted in Türkiye's post-World War II Middle East policy, especially regarding Palestine, evolving in parallel with Western developments and influenced by the dynamics of the Cold War. On May 14, 1948, with the establishment of Israel, Türkiye became the first Muslim country to recognize Israel amidst regional and international developments. This recognition was influenced by Türkiye's relations with Western countries and the efforts of the United States to develop relations between Türkiye and Israel. Consequently, Turkish foreign policy has been shaped as a result of a Western-oriented approach to events in the Middle East and Palestine. In this context, Türkiye has experienced significant fluctuations in its relations with Palestine, Israel, and other Arab states. Ankara, at times, pursued policies that could be described as pro-Israel, while at other times openly displayed a stance in favor of Arab countries and Palestine. In this regard, the subject was addressed objectively, based on Turkish archival documents, periodicals, and copyrighted works to shed light on the matter.
Türkiye Palestine Israel Middle East Foreign Policy Türkiye-Israeli Relations
Türkiye açısından Orta Doğu, Arap toplumlarıyla beraber İsrail’i de içine alan, komşuluk ilişkileri içerisinde olduğu tarihsel ve kültürel olarak pek çok ortak unsurun paylaşıldığı bir coğrafyadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Cumhuriyet’in ilanı sonrası devleti yapılandırma ve rejim inşa sürecinde Türkiye’nin ulusal çıkarları sistemin ve bölgenin istikrarı üzerinde şekillenmiştir. Bu durum II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin genel olarak Orta Doğu ve özelde de Filistin politikası Batı ile paralel gelişmiş ve Soğuk Savaşın dinamikleriyle şekillenmeye devam etmiştir. 14 Mayıs 1948 tarihinde İsrail’in kuruluşuyla birlikte bölgesel ve uluslararası gelişmeler ışığında Türkiye, Müslüman ülkeler arasında İsrail’i tanıyan ilk devlet olmuştur. Bu durumun ortaya çıkmasına Türkiye’nin Batılı Devletler ile olan ilişkileri ve ABD’nin Türkiye-İsrail arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki çabaları etki etmiştir. Bu sebeple Türk dış politikası, Ortadoğu’da ve Filistin’de yaşanan olaylara karşı Batı eksenli bir yaklaşımın sonucu şekillenmiştir. Bu bağlamda gerek Filistin ile gerek İsrail ve diğer bölge ülkesi Arap devletleriyle olan ilişkilerinde önemli inişler ve çıkışlar yaşanmıştır. Bazı dönemlerde İsrail yanlısı denebilecek politikalar izleyen Ankara, bazen de açık bir şekilde Arap ülkelerinden ve Filistin’den yana bir tavır sergilemiştir. Bu bağlamda konu Türk arşiv belgeleri temelinde, süreli yayınlar ve telif eserler ışığında ele alınarak objektif şekilde ortaya konulmaya çalışılmıştır.
In the context of Türkiye, the Middle East is a region that encompasses Arab societies and Israel, sharing numerous historical and cultural commonalities within the framework of neighboring relations. The Republic of Türkiye, in the process of structuring the state and establishing the regime following the proclamation of the Republic, has been shaped by the national interests of Türkiye, which is based on the stability of the system and the region. This perspective persisted in Türkiye's post-World War II Middle East policy, especially regarding Palestine, evolving in parallel with Western developments and influenced by the dynamics of the Cold War. On May 14, 1948, with the establishment of Israel, Türkiye became the first Muslim country to recognize Israel amidst regional and international developments. This recognition was influenced by Türkiye's relations with Western countries and the efforts of the United States to develop relations between Türkiye and Israel. Consequently, Turkish foreign policy has been shaped as a result of a Western-oriented approach to events in the Middle East and Palestine. In this context, Türkiye has experienced significant fluctuations in its relations with Palestine, Israel, and other Arab states. Ankara, at times, pursued policies that could be described as pro-Israel, while at other times openly displayed a stance in favor of Arab countries and Palestine. In this regard, the subject was addressed objectively, based on Turkish archival documents, periodicals, and copyrighted works to shed light on the matter.
Dış Politika Orta Doğu Türk-İsrail İlişkileri Filistin İsrail
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 75 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0