Amaç: Kemik ve tendon yaralanmalarında gecikme telafisi mümkün olmayan komplikasyonlara yol açabilir. Ülkemiz de dahil pek çok ülkede, kırıkçı ve çıkıkçılar halen tedavide gecikme nedenidir. Bu çalışmamızda kırıkçı ve çıkıkçı müdahalesi nedeniyle gecikmiş hastaların tıbbi sonuçları ve olayda etkili faktörler incelendi.Çalışma planı: Ortopedi ve travmatoloji polikliniğimize Ocak 2010 ile Aralık 2012 arasında başvuran hastalardan kırıkçı ve çıkıkçılar tarafından müdahale edilenler çalışmaya dahil edildi. Hasta demografileri, klinik sonuçlanmaları ve olası sosyal etmenler analiz edildi. Komplikasyonların ve fonksiyon kayıplarının değerlendirmesinde klinik muayene ve radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanıldı.Bulgular: Toplam 162 hastanın 97’si (%59.8) erkekti. Ortalama yaş 27.5±9.4 ve 89’u (%54.9) kırsal alanda yaşarken %69.2’sinde üst ekstremite yaralanması mevcuttu. Cerrahi tedavi 108 (%66.7) hastaya uygulandı. Hastalar, aile büyüğü olan akrabaların önerisiyle (%47.6) veya komşularının önerisiyle (%33.3) kırıkçıya gitmişti. İlkokul mezunları ve yeşil kartlılar daha sık kırıkçıya başvurmaktaydı (sırasıyla, p= 0.03 ve p<0.01). Hastaların kırıkçı ve çıkıkçıyı tercih nedenleri sıklıkla tedavi süresinin uzun olması ve sakat kalma korkusuydu (p=0.04). Hastaneye başvuranlarda komplikasyon oranı %33.9’du.Çıkarımlar: Yanlış tedavi olmalarına rağmen, hastaların eğitim eksikliği nedeniyle alternatif tedavi ilgisi gören kırıkçı ve çıkıkçı müdahaleleri, ülkemiz için halen sorun teşkil etmektedir. Çeşitli yayın organları ve sivil toplum örgütleri tarafından yapılacak uyarılar ve ortalama eğitim düzeyinin artması, çeşitli komplikasyonlara neden olabilecek bu yanlış yaklaşımın düzeltilmesinde etkili olacaktır
Objective: Delaying the treatment of bone and tendon injuries may cause unmanageable complications. Bonesetters continue to cause delays in treatment. The purpose of this study was to analyze the medical outcomes of delay due to bonesetter intervention and factors affecting patient treatment preference.
Methods: Among outpatients treated at our clinic between January 2010–December 2012, bonesetter-intervened patients were included, and patient demographics, clinical outcomes, and possible social factors were retrospectively analyzed. Clinical examinations and radiological screening measurements were used to evaluate outcomes.
Results: Of the 162 patients, 97 (59.8%) were male, and mean age was 27.5±9.4 years. Eighty-nine (54.9%) of the patients lived in a rural area, and 108 (66.7%) underwent surgery. Bonesetter preference was dictated primarily by elderly relatives (47.6%) or neighbors (33.3%). Patients with a primary school education and unemployed patients mostly preferred bonesetters (p=0.03 and p<0.01, respectively), the explanation for which was the long treatment period and concern of being disabled (p=0.04). Complication rate among patients who were evaluated at a hospital was 33.9%.
Conclusion: Despite being medically unreliable and often times harmful, bonesetting is still accepted as an alternative treatment modality among uneducated patient and thus remains an ongoing problem in Turkey. Improvements in average education level and increased dissemination of accurate information via various media and non-governmental organizations will be effective in the correction and prevention of the afore-mentioned complications regarding bonesetter interventions.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |