The number of the patients diagnosed and treated as osteoid osteoma at our hospital were 19 from 1988 to 1995. Because of the short follow-up time 4 cases excluded from the presented study. Therefore, diagnostic criteria and treatment results are evaluated on the 15 patients (11 males and 4 females). The average age at the time of diagnosis was 17 years (from 1. 5 to 48 years, median 14 years). The clinical features were night pain and localized pain in most cases. There was distinct pain relief by salicylate in 60% of the patients. The duration of symptoms before diagnosis averaged 10 months (from 2 months to 30 months). Most of the lesions were located in the lower extremities (14 cases, 93.3%), predominantly in the femur (8 cases, 53.3%). The X-ray findings in the affected area were classical of the lesion in only 41.1% of the cases. Therefore, preoperative localization of the nidus was aided by either scintigraphy, CT scan or MR. Intraoperative localization of the lesion by use of radiograms and by taking X-rays of the excised specimen has been done for being sure. All cases underwent curettage or en bloc resection of the lesion, and all patients were symptom free immediately after the operation, except for one recurrence.
1988-1995 yılları arasındaki klinik ve radyodiagnostik değerlendirmeler sonrası osteoid osteoma tanısı konup, tedavileri hastanemizde yapılan 19 olgudan düzenli izlemi yapılabilen 11’i erkek, 4'ü bayan 15 olguda kullanılan tanı teknikleri ve tedavi yöntemleri incelendi. Tanının konduğu dönemde ortalama yaş 17 (en az 1.5, en çok 48, median 14) olarak saptandı. Klinik başvuru nedeni lezyonun yerleşim bölgesinde sıklıkla gece artan ağrı yakınmasıdır. 9 olguda (%60) bu ağrı salisilatlar ile giderilmiştir. Tanı öncesi semptom süresi ortalama 10 ay (en kısa 2. en uzun 30 ay)dır. Lezyonların çoğu (14 olgu, %93.3) alt ekstremite yerleşimlidir ve femura lokalizedir (8 olgu, %53.3). Direk AP ve lateral radyografiler olguların %41.1'inde (7 olgu) nidusun gözüktüğü klasik görünümdedir. Bu nedenle ameliyat öncesi dönemde nidusun lokalizasyonunu belirleme amacı ile diğer tanı yöntemlerine de gerek duyulmuştur. Ameliyat esnasında da kontrol grafileri ile nidus yeri ve eksize edilen spesmenin nidusu içerip içermediği kontrol edilmiştir. Rekürrens görülen bir olgu dışında kalan diğer tüm olgularda lezyonun küretaj ve en blok rezeksiyon sonrası semptomların hemen geçtiği gözlemlenmiştir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1996 Cilt: 30 Sayı: 4 |