Objectives: To evaluate the outcome of conservative treatment of heel pain and assess the relationship between heel pain and the longitudinal arch of the foot.
Methods: A total of 101 symptomatic heels of 80 patients (62 females and 18 males, mean age 48 years) were treated according to a standard conservative protocol. Of the patient group, 59 patients had unilateral and 21 patients had bilateral involvement. Diagnoses of symptomatic feet included subcalcaneal pain syndrome (n=55), plantar fasciitis (n=21), painful heel pad (n=10) and entrapment of the first branch of the lateral nerve (n=2). Treatment consisted of losing weight in over-weight patients, nonsteroidal anti-inflammatory medications, soft type viscoelastic foot inserts or UCBL type orthosis, soft-soled shoe with a firm heel counter, and, when necessary, local injections. Response to treatment was evaluated using visual analogue scale. Patients were followed-up for a mean duration of 13.6 months (range 6-30 months).
Results: Heel pain completely resolved in 61 patients (76.25%), 13 patients had mild discomfort, and six patients (7.5%) had no change in their symptoms. There were calcaneal spurs in 50 symptomatic heels (49.5%); this being 23% in the control group. Radiographic measurements of the medial longitudinal arch showed no significant difference between the patients and controls; however, thickening of the heel pad in the former group was greater.
Conclusion: Wearing soft-soled shoes and/or foot inserts or orthosis proved useful in obtaining rapid pain relief. Obesity, painful heel pad and entrapment of the first branch of the lateral plantar nerve had adverse influence on the outcome of the treatment.
Amaç: Ağrılı topukta uygulanan konservatif tedavinin sonuçlarını ve topuk ağrısı ile ayak uzun arkı arasındaki ilişkiyi değerlendirmek.
Çalışma planı: Ayak tabanında ve topuğunda ağrı yakınması olan ve kontrol edilebilen 80 hastaya ait 101 ayak (62 kadın, 18 erkek, ortalama yaş 48) standart konservatif tedavi protokolüne göre tedavi edildi. Elli dokuz olguda tek taraf, 21 olguda ise çift taraf tutulumu vardı. Altmış sekiz ayakta tanı subkalkaneal ağrı sendromu, 21 ayakta plantar fasiitis, 10 ayakta ağrılı topuk yastığı ve iki ayakta lateral plantar sinirin ilk dalının sıkışması olarak kondu. Tedavi protokolü obez hastalarda kilo verilmesi, non-steroid anti-inflamatuar ilaç kullanılması, yumuşak tipte veya UCBL tipi tabanlık, ayakkabı-terlik alışkanlıklarının düzeltilmesi ve gerekirse lokal enjeksiyondan oluşmaktaydı. Tedaviye yanıt görsel ağrı skalası kullanılarak değerlendirildi. Olgular ortalama 13.6 ay (6-30 ay) süreyle izlendi.
Sonuçlar: Uygulanan tedaviyle 61 olguda (%76.25) iyi 13 olguda orta (%16.25) ve altı olguda kötü (%7.5) sonuç alındı. Elli ayakta kalkaneal spur (%49.5) gözlendi; kontrol grubunda bu oran %23 idi. Radyolojik olarak yapılan ayak uzun ark yüksekliği ölçümlerinde hasta grup ile kontrol grubu arasında anlamlı farklılık saptanmadı; ancak hasta grupta topuk yağ yastığı kalınlığı artmış bulundu.
Çıkarımlar: Ayakkabı alışkanlıklarını değiştiren ve/veya tabanlık kullanan kişilerde ağrının diğerlerine göre daha hızlı gerilediği; obezitenin, ağrılı topuk yastığının ve lateral plantar sinir ilk dalının sıkışmasının sonuçları olumsuz yönde etkilediği görüldü.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2000 Cilt: 34 Sayı: 1 |