Objectives: We evaluated the results of patients who were treated with Ilizarov external fixation for type II and III open tibial fractures.
Methods: Forty-five patients (4 females, 41 males; mean age 33 years; range 8 to 65 years) with open tibial fractures were treated with the Ilizarov external fixator. According to the Gustilo-Mendoza classification, the fractures were type II, IIIA, IIIB, and IIIC in 12, 20, 9, and 4 patients, respectively. The mean follow-up was 58 months and 4 days (range 42 months 10 days to 66 months and 11 days). The fixators were applied for a mean of 17.2 weeks (range 6.8 to 55.7 weeks). Results: Union was achieved in all cases. A significant difference was observed between type II and III fractures in terms of time to union (p<0.05). Compared to type IIIA fractures, the time to union was significantly longer in type IIIB and IIIC fractures (p<0.05). The most frequent complication was pin-tract infections (27.1%). Refracture occurred in four cases (8.8%). Three patients developed late infections at the fracture site. Radiographically, the results were excellent in 14 patients (31%), good in 22 patients (48.8%), moderate in five patients (11.1%), and poor in four patients (8.8%). Functional results were excellent in 21 patients (46.6%), good in 20 patients (44.4%), and moderate in four patients (8.8%). Conclusion: Despite technical difficulties and problems associated with pin-tract infections, the Ilizarov external fixator may be the preferred technique in open tibial fractures because of high union rates, the use of thin K-wires with minimal traumatic effect, and more successful functional results.
Amaç: Ilizarov eksternal fiksatör ile tedavi edilen tip II ve tip III açık tibia kırıklı hastaların sonuçlarını değerlendirdik.
Çalışma planı: Ilizarov eksternal fiksatör kullanılarak tedavi edilen 45 hasta (4 kadın, 41 erkek; ort. yaş 33; dağılım 8-65) çalışmaya alındı. Gustilo-Mendoza sınıflamasına göre 12 hastada tip II, 20 hastada tip IIIA, dokuz hastada tip IIIB, dört hastada tip IIIC kırık vardı. Hastalar ortalama 58 ay 4 gün (dağılım 42 ay 10 gün-66 ay 11 gün) süreyle takip edildi. Fiksatörler ortalama 17.2 haftada (dağılım 6.8-55.7 hafta) çıkarıldı. Sonuçlar: Tüm hastaların kırıkları kaynadı. Tip II ve tip III açık kırıklarda kaynama süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu (p<0.05). Tip IIIB ile tip IIIC kırıklarda kaynama süresi tip IIIA’ya göre anlamlı derecede daha uzundu (p<0.05). En sık görülen komplikasyon tel dibi enfeksiyonu idi (%27.1). Dört hastada (%8.8) yeniden kırık oluştu. Üç hastada kırık bölgesinde geç dönemde enfeksiyon gelişti. Kemik değerlendirmesinde, 14 hastada (%31) çok iyi, 22 hastada (%48.8) iyi, beş hastada (%11.1) orta, dört hastada (%8.8) kötü sonuç alındı. Fonksiyonel sonuçlar ise 21 hastada (%46.6) çok iyi, 20 hastada (%44.4) iyi, dört hastada (%8.8) orta olarak değerlendirildi. Çıkarımlar: Ilizarov eksternal fiksatör uygulaması, teknik zorluk ve tel-dibi enfeksiyonlarından kaynaklanan sorunlara rağmen, kırık kaynama oranının yüksek olması, ince K-tellerinin daha az travmatik olması, en önemlisi de fonksiyonel tedavi olanağı sağlaması nedeniyle açık kırık tedavisinde öncelikle tercih edilebilir bir yöntemdir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 36 Sayı: 5 |