Amaç: Tibia plato kırıklarında cerrahi endikasyon sınırlarını belirlemek ve cerrahi tedavinin etkinliğini değerlendirmek.
Çalışma planı: Tibia plato kırıklı 40 hastanın (12 kadın, 28 erkek; ort. yaş 39; dağılım 18-75) 41 dizine cerrahi tedavi uygulandı. Son değerlendirmelerde, yeterli takibi yapılan 37 hastanın 38 dizi dikkate alındı. Schatzker sınıflamasına göre 11 olguda tip 1, 11 olguda tip 2, bir olguda tip 3, altı olguda tip 4, beş olguda tip 5, yedi olguda tip 6 kırık vardı. Dört milimetreden fazla çökme, 10 milimetreden fazla ayrışma ve 10 dereceden fazla instabilite, cerrahi endikasyon olarak kabul edildi. Ortalama takip süresi 35.8 ay (dağılım 6-107 ay) idi.
Sonuçlar: Sonuçlar Rasmussen ölçütlerine göre değerlendirildi. Klinik olarak %86.8 oranında tatmin edici sonuç sağlandı: 14 olguda mükemmel (%36.8), 19 olguda iyi (%50), üç olguda orta (%7.9), iki olguda kötü (%5.3) sonuç alındı. Ameliyat sonrası dönemde iki hastada derin, iki hastada yüzeyel enfeksiyon; iki hastada açısal deformite, üç hastada artrofibrozis, bir hastada miyositis ossifikans gözlendi. Radyolojik değerlendirme için kullanılan Resnic ve Niwayama ölçütlerine göre %73.6 oranında başarılı sonuç alındı: 11 dizde mükemmel (%28.9), 17 dizde iyi (%44.7), altı dizde orta (%15.8), dört dizde kötü (%10.6) sonuç elde edildi.
Çıkarımlar: Dört milimetreden fazla çökme, 10 mm’den fazla ayrışma ve 10 dereceden fazla instabilite olan tibia plato kırıklı hastalarda tatmin edici sonuç almak için gereken önemli ölçütler cerrahi tedavi uygulanması, rijit fiksasyon uygulanarak hemen erken harekete başlanması ve kaynama sağlanıncaya kadar yük verilmemesi şeklinde sayılabilir.
Objectives: This study was designed to determine surgical indications in tibial plateau fractures and to evaluate the effect of surgical treatment on the outcome.
Methods: Forty patients (12 women, 28 men; mean age 39 years; range 18 to 75 years) underwent surgical treatment for 41 tibial plateau fractures. Final evaluations included 37 patients (38 knees). Fractures were classified according to the Schatzker’s system, being type 1 (11 fractures), type 2 (11), type 3 (1), type 4 (6), type 5 (5), and type 6 (7). The indications for surgery were defined as the presence of depression, displacement, and instability being greater than 4 mm, 10 mm, and 10 degrees, respectively. The mean follow-up was 35.8 months (range 6 to 107 months).
Results: Clinical results were assessed using the Rasmussen criteria. Successful results accounted for 86.8%. The results were excellent, good, moderate, and poor in 14 knees (36.8%), 19 knees (50%), three knees (7.9%), and 2 knees (5.3%), respectively. Postoperative complications included deep (2 patients) and superficial (2 patients) infections, malunion in two patients, arthrofibrosis in three patients, and myositis ossificans in one patient. Radiologic evaluations were based on the Resnic and Niwayama’s system, which showed successful outcome in 73.6%. The results were excellent in 11 knees (28.9%), good in 17 knees (44.7%), moderate in six knees (15.8%), and fair in four knees (10.6%).
Conclusion: In order to achieve satisfactory results in tibial plateau fractures that meet surgical indications including depression (>4 mm), displacement (>10 mm), and instability (>10 degrees), special attention should be given to obtain a rigid osteosynthesis with early mobilization and to avoid weight-bearing until bone healing is completed.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 37 Sayı: 2 |