Amaç: Ilizarov sirküler eksternal fiksatörü ile tedavi edilen tibia açık kırıklarında fonksiyonel sonuçlar değerlendirildi.
Çalışma planı: Çalışmaya tibia açık kırıklı 33 hasta (26 erkek, 7 kadın; ort. yaş 38; dağılım 16-69) alındı. AO/OTA sınıflamasına göre yedi kırık tip A, 16 kırık tip B, 10 kırık tip C; Gustilo-Anderson sınıflandırmasına göre sekiz kırık grade I, 12 kırık grade II, 13 kırık grade III idi. Hastalar ortalama 5.7 gün (dağılım 3-12 gün) içinde ameliyat edildi. Beş hastada kompresyon-distraksiyon uygulanarak kemik kaynamasına yardımcı olundu. Fonksiyonel sonuçlar Karlstrom-Olerud ölçütlerine göre değerlendirildi. Ortalama izlem süresi 28 ay (dağılım 19-34 ay) idi.
Sonuçlar: Grade I ve grade II açık kırıklar arasında iyileşme süresi açısından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Grade I ve grade III, grade II ve grade III arasında kaynama süresi açısından anlamlı farklılık bulundu (sırasıyla p=0.0001, p=0.001). Karlstrom-Olerud ölçütlerine göre, fonksiyonel sonuçlar 14 hastada (%42.4) iyi, 11’inde (%33.3) tatmin edici, sekizinde (%24.2) orta idi. Tel dibi enfeksiyonu en sık görülen (%28.4) komplikasyondu. Yedi adet K-teli değiştirildi. Osteomiyelit gelişen iki hastada (%6.1) iki K-teli çıkarılarak sekestrektomi uygulandı. İki hastada K-teli uygulamasına bağlı peroneal sinir hasarı görüldü. Fiksatör uygulamasına bağlı olarak yedi hastada ayak bileği, dört hastada diz hareketleri olumsuz etkilendi.
Çıkarımlar: Tibia açık kırıklarının sirküler eksternal fiksatör ile tedavisinde tel dibi enfeksiyon riski yüksek olsa da, erken mobilizasyon ve eklem hareketlerine izin vermesi nedeniyle fonksiyonel sonuçlar kabul edilebilir düzeydedir.
Anahtar sözcükler: Eksternal fiksatör; kırık, açık/patoloji/cerrahi; Ilizarov tekniği; hareket açıklığı, eklem; cerrahi yara enfeksiyonu/etyoloji; tibia kırığı/cerrahi/radyografi.
Objectives: We evaluated functional results with the Ilizarov circular external fixator in the treatment of open tibial fractures.
Methods: Thirty-three patients (26 males, 7 females; mean age 38 years; range 16 to 69 years) with open tibial fractures were included. According to the AO/OTA classification, there were seven type A, 16 type B, 10 type C fractures; according to the Gustilo-Anderson classification, eight, 12, and 13 fractures were grade I, II, and III, respectively. The mean time to surgery was 5.7 days (range 3 to 12 days). Compression-distraction was applied in five patients to speed up union. Functional outcomes were assessed according to the Karlstrom-Olerud scoring system. The mean follow-up was 28 months (range 19 to 34 months).
Results: Time to union did not differ significantly between grade I and II fractures (p>0.05). However, there were significant differences between grade I and III (p=0.0001) and grade II and III (p=0.001) fractures with respect to union times. According to the Karlstrom-Olerud scores, functional outcome was good in 14 (42.4%), satisfactory in 11 (33.3%), and fair in eight (24.2) patients. The most common complication was pin tract infections (28.4%). Seven K-wires were replaced. Two patients (6.1%) who developed osteomyelitis underwent sequestrectomy following removal of two K-wires. Peroneal nerve injury occurred in two patients associated with K-wires. Ankle and knee movements were adversely affected due to the external fixator in seven and four patients, respectively.
Conclusion: Although the use of the circular external fixator is associated with a relatively high risk of pin tract infections, functional results may justify its use in the treatment of open tibial fractures, with an added advantage of early mobilization.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 39 Sayı: 2 |