Amaç: Proksimal tibial osteotomi alt ekstremitenin koronal plandaki dizilimini ve yük dağılımını değiştirerek etkili olan bir yöntemdir. Bununla birlikte, tibia üst uç osteotomisi sagital planda da değişikliklere neden olabilir. Bu çalışmada açık kama osteotomisinin sagital plandaki etkileri araştırıldı.
Çalışma planı: Osteoartrit nedeniyle proksimal tibial osteotomi uygulanan 20 kadın hastanın (ort. yaş 54.1; dağılım 43-64) 22 dizi çalışmaya alındı. Hastalara Puddu plağı kullanılarak açık kama osteotomisi uygulandı. Ameliyat öncesi ve sonrasında yan diz grafilerinde posterior tibial eğim açıları ölçülerek karşılaştırıldı. Ortalama izlem süresi 12.8 ay (dağılım 4-33 ay) idi.
Sonuçlar: Bütün hastalarda osteotomi hattı ortalama 10.8 haftada (dağılım 8- 14 hafta) kaynadı. On beş dizde ameliyat öncesindeki tibiofemoral eklem hareket açıklığı korundu; yedi dizde 5-10 derece arasında değişen hareket kaybı meydana geldi. Ameliyattan sonra üç hastada patellofemoral eklemde ağrı veya hareket kısıtlılığı şikayetleri görüldü. Düzeltme kaybı ve derin enfeksiyona rastlanmadı. Ameliyat öncesinde ortalama 7.2±4.1 derece olan posterior tibial eğim açısı, ameliyat sonrasında 3.5 derece artış göstererek 10.8±4.1 derece bulundu (p<0.005). Eğim açısında en çok artış, destek plağının osteotomi hattının daha ön kısmına yerleştirilmiş olduğu olgularda görüldü.
Çıkarımlar: Bulgularımız, açık kama osteotomisinin posterior tibial eğim açısını anlamlı derecede artırdığını gösterdi. Bu artışta, tibia üst ucunun üçgen şeklinde olmasının yanı sıra plağın şekli ve uygulama yerinin de etkisi olabilir. Plağın, osteotomi hattını arkadan öne doğru azalan yükseklikte tutacak şekilde düzenlenmesi, posterior tibial eğim açısındaki değişiklikleri azaltabilir.
Objectives: Proximal tibial osteotomy improves the alignment and weight distribution of the lower extremity on the coronary plane. However, upper end osteotomy of the tibia may cause changes in the sagittal plane. In this study, we evaluated open wedge osteotomy operations with regard to its effect on the sagittal plane.
Methods: The study included 22 knees of 20 female patients (mean age 54.1 years; range 43 to 64 years) who underwent proximal tibial osteotomy for osteoarthritis. Open wedge osteotomy was performed in all the patients with the use of a Puddu plate. Pre- and postoperative posterior tibial slope angles were measured on lateral radiographs. The mean follow-up period was 12.8 months (range 4 to 33 months).
Results: Union of the osteotomy line was obtained in all the patients in a mean of 10.8 weeks (range 8 to 14 weeks). While the tibiofemoral range of motion did not change in 15 knees, it decreased by 5 to 10 degrees in seven knees postoperatively. Complaints of pain or limitation of the patellofemoral joint were observed in three patients. No correction loss or deep infection developed. The mean posterior tibial slope angle showed a significant increase by 3.5 degrees, from preoperative 7.2±4.1 degrees to postoperative 10.8±4.1 degrees (p<0.005). The more anteriorly the plate was placed in the osteotomy line, the higher increase in the posterior tibial slope angle was noted.
Conclusion: These findings suggest that open wedge osteotomy results in a significant increase in the posterior tibial slope angle, which may be associated with the triangular shape of the upper end of the tibia, the design of the plate, and the site of plate application. The use of a plate with a decreasing height from posterior to anterior may decrease these changes in the posterior tibial slope angle
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 39 Sayı: 5 |