Articular cartilage is a highly specialized tissue composed of chondrocytes which regulate the metabolism of extracellular matrix molecules responsible for maintaining cartilage function. Chondrocytes and synoviocytes are metabolically highly active cells and respond to various factors such as hormones, cytokines, growth factors, and mechanical stresses. Under normal physiological conditions, degradation and synthesis of extracellular matrix molecules are maintained in a state of balance. Any disruption of this balance results in degenerative cartilage diseases such as osteoarthritis and rheumatoid arthritis. Currently, diagnoses of both diseases are based on the assessment of a combination of clinical symptoms and radiological findings. However, degenerative changes in the articular cartilage occurs long before radiological changes are observed. Therefore, new laboratory tools are required to detect cartilage degradation in the early phase of the disease, to show the progression of cartilage destruction, and to assess response to treatment. In recent years, there has been an increase in the use of some biochemical markers derived from bone and cartilage for the diagnosis and follow-up of cartilage diseases. In this paper, the utility of these markers for early diagnosis and follow-up of cartilage injury is discussed in the light of the current literature.
Eklem kıkırdağı, normal kıkırdak fonksiyonlarının devamından sorumlu olan ve ekstraselüler matriks moleküllerinin metabolizmasını düzenleyen kondrosit hücrelerinin oluşturduğu özelleşmiş bir dokudur. Kondrositler ve sinovyositler metabolik açıdan oldukça aktif hücreler olup çeşitli hormon, sitokin, büyüme faktörü ve mekanik stres gibi faktörlere yanıt verirler. Fizyolojik koşullarda ekstraselüler matriksin sentezi ve yıkımı denge içindedir. Sentez ve yıkım süreçleri arasındaki dengenin bozulması osteoartrit ve romatoid artrit gibi dejeneratif eklem hastalıklarına yol açar. Günümüzde bu hastalıkların tanısı klinik ve radyolojik bulguların birlikte değerlendirilmesiyle konmaktadır. Ancak eklem kıkırdağındaki değişiklikler, radyolojik değişikliklerin gözlenmesinden çok önce ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kıkırdak hasarını hastalığın erken döneminde ortaya koyacak, hasarın ilerlemesini ve tedaviye verdiği yanıtı gösterecek yeni laboratuvar ölçümlerine gereksinim duyulmaktadır. Son yıllarda kıkırdak hastalıklarının tanı ve izleminde bazı kemik ve kıkırdak kaynaklı biyokimyasal belirteçlerin kullanımında artış görülmektedir. Bu yazıda, kıkırdak hasarının erken tanı ve izleminde kullanılabilecek biyokimyasal belirteçler güncel literatürün ışığında tartışılacaktır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 41 |