Objectives: Chondral lesions of the knee joint present a difficult challenge because of their poor potential for spontaneous healing. In this study, we evaluated the results of the microfracture technique in the treatment of full-thickness chondral lesions.
Methods: The study included 20 patients (12 males, 8 females; mean age 44 years; range 18 to 60 years) who were treated with the microfracture technique for 22 lesions of osteoarthritis or traumatic chondral injuries. The patients were evaluated at the end of a mean follow-up period of 3.8 years with a visual analog scale and Lysholm II scores. Wilcoxon signed-rank test was used for statistical analysis.
Results: The size of the chondral lesions varied between 0.5 to 2.25 cm2. Most of the lesions were in the medial femoral condyle (n=11), followed by the medial femoral condyle and trochlear groove (n=4), the lower aspect of the patella (n=3), trochlear groove (n=3), and the lateral femoral condyle (n=1). The mean visual analog scale score was 69.5 (range 20 to 100) preoperatively and 11 (range 0 to 60) postoperatively (p<0.001). The mean Lysholm II score increased from a preoperative 73.7 (range 49 to 90) to a postoperative 86.1 (range 51 to 100) (p=0.017).
Conclusion: The microfracture technique is a method that relieves the symptoms, and results in considerable improvement in the function and activity of the patients with full-thickness chondral lesions. The advantages of this arthroscopic treatment method are cost-effectiveness and low morbidity rate.
Amaç: Kendi başlarına iyileşme potansiyeli zayıf olan kıkırdak lezyonları önemli sorunlara yol açan yaralanmalardır. Bu çalışmada diz ekleminde tam kat kıkırdak lezyonu bulunan ve mikrokırık yöntemi ile tedavi edilen olguların klinik sonuçları değerlendirildi.
Çalışma planı: Osteoartrit veya travmatik nedenlerle tam kat kıkırdak lezyonu olan 20 olguda (12 erkek, 8 kadın; ort. yaş 44; dağılım 18-60) 22 lezyona mikrokırık yöntemi uygulandı. Hastalar ortalama 3.8 yıl takip süresi sonunda görsel ağrı skalası ve Lysholm II skorları kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel değerlendirmelerde Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanıldı.
Sonuçlar: Boyutları 0.5-2.25 cm2 arasında değişen lezyonların daha çok medial femoral kondilde (11 lezyon) olduğu gözlendi. Diğer lezyonlar medial femoral kondil ve troklear olukta (n=4), patella alt yüzde (n=3), troklear olukta (n=3) ve lateral femoral kondilde (n=1) idi. Ameliyat öncesinde ortalama 69.5 (dağılım 20-100) olan görsel ağrı skoru, tedavi sonrasında 11’e (dağılım 0-60) geriledi (p<0.001). Ameliyat öncesinde ortalama 73.7 (dağılım 49-90) olan Lysholm II skoru, takip süresi sonunda 86.1’e (dağılım 51-100) yükseldi (p=0.017).
Çıkarımlar: Tam kat kıkırdak lezyonlarının tedavisinde mikrokırık yöntemi hastanın semptomlarını düzelten, fonksiyon ve aktivite düzeyinde belirgin iyileşme sağlayan bir yöntemdir. Artroskopik olarak uygulanabilmesi, ekonomik oluşu ve morbiditesinin düşük olması bu yöntemin avantajlarıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 41 |