Amaç: Humerus proksimal ve diyafiz kırıkları, osteoporotik hastalarda sık görülen ve cerrahisi komplikasyonlarla seyreden sorunlu kırıklardır. Çalışmamızda AO/ASIF grubu tarafından geliştirilen ve kilitli vidalarla sabit açılı stabilizasyon sağlayan yeni internal tespit sistemi PHILOS (Proximal Humeral Internal Locking System) ile tedavi edilen hastaların sonuçları değerlendirildi.
Çalışma planı: Çalışmaya, proksimal humerus kırığı nedeniyle PHILOS plak sistemiyle tedavi edilen 41 hasta alındı. Hastalar 65 yaş altı (grup A) ve 65 yaş veya üstü (grup B) olarak iki grupta değerlendirildi. Grup A’da 24 hasta (12 erkek, 12 kadın; ort. yaş 47, dağılım 24-64); grup B’de 17 hasta (4 erkek 13 kadın; ort. yaş 78, dağılım 67-90) vardı. Radyografik olarak tüm kırıklar AO/ASIF ölçütlerine göre sınıflandırıldı. Grup A ve B’de sırasıyla 10 hasta ve iki hastada deltopektoral girişim; 14 hasta ve 15 hastada deltoid split girişim uygulandı. Ortalama 15 ay (dağılım 6-28 ay) takip süresi sonunda her iki grubun fonksiyonel ve radyografik sonuçları değerlendirildi.
Sonuçlar: Constant omuz skoru grup A’da ortalama 95.0 (dağılım 74-100), grup B’de 92.8 (dağılım 72-100) bulundu (p>0.05). Deltopektoral ve deltoid split girişim uygulanan olgularda altıncı aydan sonra Constant skoru ve fonksiyonel açıdan fark saptanmadı. Hiçbir hastada kaynamama veya implant yetersizliği gözlenmedi. Komplikasyonlar şunlardı: Vidanın eklem içine girmesi (n=1), tüberkülum majus fragmanında deplasman (n=1) ile birlikte plağın oblik yerleşimi (n=1), yetersiz redüksiyon (n=4) ve başın varus pozisyonunda tespiti (n=3). Hiçbir olguda avasküler nekroz görülmedi.
Çıkarımlar: Kilitli vida plak sistemi, özellikle osteoporotik kırıkların tespitinde bugüne kadar kullanılan osteosentez yöntemlerinden, erken harekete izin vermesi ve implant yetersizliği olmaması nedeniyle üstündür.
Anahtar sözcükler: Kemik plağı; kemik vidası; kırık tespiti, internal/yöntem; humerus kırığı/cerrahi; omuz kırığı/cerrahi.
Objectives: Proximal and diaphyseal humeral fractures are common especially in the elderly, presenting as a challenging problem due to their high complication rates following surgical treatment. In this prospective study, we evaluated the results of patients treated with the PHILOS (Proximal Humeral Internal Locking System) locking plate, a new technique recently developed by the AO/ASIF.
Methods: Forty-one patients who were treated with the PHILOS plate for proximal humeral fractures were evaluated in two age groups. Group A included 24 patients (12 males, 12 females; mean age 47 years; range 24 to 64 years) younger than 65 years, and group B involved 17 patients (4 males, 13 females; mean age 78 years; range 67 to 90 years) at or above 65 years. Radiographically, all fractures were classified according to the AO/ASIF system. Surgery was performed with the deltopectoral approach in 10 and two patients, and with a deltoid split in 14 and 15 patients in group A and B, respectively. Functional and radiographic results were evaluated after a mean follow-up of 15 months (range 6 to 28 months).
Results: The mean Constant scores were 95.0 (range 74 to 100) and 92.8 (range 72 to 100) in group A and B, respectively (p>0.05). After six months of surgery, Constant scores and functional outcomes were similar in patients operated on with the deltopectoral approach or deltoid split. There was neither nonunion nor implant failure. Complications included intra-articular screw penetration (n=1), displacement of the
greater tuberculum (n=1) with oblique placement of the plate (n=1), insufficient reduction (n=4), and varus displacement of the humeral head (n=3). No avascular necrosis was seen.
Conclusion: Locking plate system is superior over other means of fixation methods, particularly in osteoporotic fractures, because it allows early rehabilitation and does not result in implant failure.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 42 Sayı: 2 |