Amaç: Düşük ayak deformitesinin tedavisinde, tibialis posterior (TP) tendonunun interosseöz membran dışı transferinin etkinliği değerlendirildi.
Çalışma planı: Çalışmada, düşük ayak deformitesi nedeniyle tendon transferi uygulanan 13 hastanın (6 kadın, 7 erkek; ort. yaş 30; dağılım 10-46) 15 ayağı değerlendirildi. On hastada (%76.9) onarılamayacak düzeyde sinir yaralanmasına bağlı deformite vardı. Sinir yaralanmalarının altısı cerrahi girişimler sırasında, diğerleri travma sonucu oluşmuştu. Dört ayakta (%26.7) TP tendonu, tibianın iç-ön yüzünden döndürülerek lateral küneiform kemiğe tenodez, 11 ayakta (%73.4) ise ekstansör hallusis longus, ekstansör digitorum kommünis ve peroneus tertius tendonlarına transfer edildi. Hastalar Stanmore sistemine göre değerlendirildi. Ortalama takip süresi 25.3 ay (dağılım 12-80) ay idi.
Sonuçlar: Stanmore değerlendirme sistemine göre sonuçlar iki ayakta (%13.3) kötü, üç ayakta (%20) orta, üç ayakta iyi, yedi ayakta (%46.7) ise çok iyi bulundu. Hastaların tümü cerrahi sonrasında elde edilen sonuçtan memnundu. Hastaların ayak dorsifleksiyonu ortalama 5˚ (dağılım -5˚/+10˚) idi. Dört ayakta (%26.7) 10˚, altı ayakta (%40) ise 5˚-10˚ arası aktif dorsifleksiyon vardı. Dört hastada (%30.8) ayak sırtında tendon ve dikiş materyallerinin oluşturduğu tümseklikten yakınma dışında, erken dönemde komplikasyona rastlanmadı.
Çıkarımlar: Düşük ayak deformitesinde TP tendonunun membran dışı transferi, hastanın ortez kullanmaksızın yürüyebilmesini sağlayarak yaşam kalitesini artıran bir yöntemdir.
Objectives: We evaluated the effectiveness of extramembranous transfer of the tibialis posterior (TP) tendon for the treatment of drop foot deformity.
Methods: The study included 13 patients (6 females, 7 males; mean age 30 years; range 10 to 46 years) who underwent 15 tendon transfers for drop foot deformity. Ten patients (76.9%) had deformity due to unrepairable nerve injuries, which were associated with surgical procedures in six patients and trauma in the remaining four. In four feet (26.7%), the TP tendon was turned from the intero-anterior aspect of the tibia and fixed by tenodesis to the lateral cuneiform bone, while in 11 feet (73.4%), it was transferred to the extensor hallucis longus, extensor digitorum communis, and peroneus tertius tendons. The patients were assessed according to the Stanmore system questionnaire. The mean follow-up was 25.3 months (range 12 to 80 months).
Results: According to the Stanmore system, the results were poor in two feet (13.3%), moderate in three feet (20%), good in three feet, and very good in seven feet (46.7%). All the patients were satisfied with the final outcome. The mean foot dorsiflexion was 5˚ (range -5˚ to 10˚), which was 10° in four feet (26.7%), and 5˚ to 10˚ in six feet (40%). Apart from complaints of bulging in four patients (30.8%) in the dorsum of the foot due to tendon and suture material, no complications were seen during the early postoperative period.
Conclusion: Extramembranous transfer of the TP tendon for the treatment of drop foot deformity enables the patients to walk without the aid of orthosis and increases their quality of life.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 42 Sayı: 5 |