Amaç: Total ayak bileği artroplastisi tipik olarak, yara iyileşme sorunları için bir risk oluşturduğu bilinen, ayak bileğine anterior yaklaşımı içerir. Bu çalışmada, total ayak bileği artroplastisi uygulanan hastalarda yara iyileşme sorunlarını öngörmede oksijen tensiometresi kullanımının rolü araştırıldı.
Çalışma planı: Üç yıllık bir süre içinde kurumumuzda STAR (Scandinavian Total Ankle Replacement) ile total ayak bileği artroplastisi uygulanan 25 hastada, transkütanöz oksijen tensiometresi sonuçlarının ameliyat sonrası yara iyileşme sorunlarıyla ilişkili olup olmadığı araştırıldı. Transkütanöz oksijen ölçümleri tüm hastalarda ameliyat sonrasında ve her iki ayak bileğinden yapıldı. Yara iyileşmesinde sorun görülen hastalar ile sorunsuz iyileşen hastalar karşılaştırıldı.
Sonuçlar: Ameliyat sonrasında yedi hastada (%28) yara iyileşme sorunu, beş hastada (%20) ise erken dönemde eritem görüldü. İyileşme sorunu beş hastada geç iyileşme, iki hastada ayrışma şeklindeydi. Üç hastada, ameliyat edilen tarafta transkütanöz oksijen tansiyonu 40 mmHg’nin altında (yetersiz oksijenasyon eşiği) bulundu; bunların birinde yara iyileşme sorunu vardı; diğer ikisinde yoktu. Eşik 50 mmHg olarak alındığında ise, yedi hastada (%28) düşük değerler elde edildi; bunların ikisinde yara iyileşme sorunu görüldü. Oksijen ölçümleri açısından, yara iyileşmesi sorunu olan ve olmayan hastalar arasında anlamlı fark yoktu (p=0.3).
Çıkarımlar: Total ayak bileği artroplastisinden sonra yara iyileşme komplikasyonu riskinin öngörülmesinde transkütanöz oksijen ölçümünün yeri olmadığı sonucuna varıldı. Cerrahi öncesinde hastanın nabızları yeterliyse, ameliyat sonrası yara iyileşmesi sorunlarının sorumlusu, bölgeye kan desteğinden ziyade ciltte uygulanan aşırı yüzeyel traksiyon sonucu oluşan travmadır.
Objectives: Total ankle arthroplasty (TAA) typically involves an anterior approach to the ankle that has been shown to have a risk for wound healing problems. We explored the possibility of using oxygen tensiometry as a predictor of incision healing problems in patients undergoing TAA.
Methods: The study included 25 patients who underwent TAA with the Scandinavian Total Ankle Replacement (STAR) system at our institution during a three-year period. Transcutaneous oxygen measurements of both ankles were obtained postoperatively to determine whether the results of transcutaneous oxygen tensiometry correlated with wound healing problems. Patients with wound healing problems were compared with those who had an uneventful incision healing.
Results: Seven patients (28%) had wound healing problems after TAA, and five patients (20%) had early wound erythema. Wound healing problems included delayed healing in five patients and dehiscence in two patients. Three patients had transcutaneous oxygen tension of less than 40 mmHg (a threshold for impaired skin oxygenation) on the operative side, of whom one had healing difficulty whereas two did not. When the threshold was extended to 50 mmHg, seven patients (28%) had low readings, two having wound healing problems. There was no significant difference with respect to oxygen measurements between patients with and without wound healing problems (p=0.3).
Conclusion: Oxygen tensiometry is not thought to be useful for predicting patients at risk for postoperative wound healing complications after TAA, suggesting that, if adequate pulses are present before surgery, the trauma of using excessive superficial traction on the skin during surgery is more responsible for wound healing problems than the underlying blood supply.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 43 Sayı: 5 |