Amaç: Çalışmamızda, omurga füzyonunda kullanılan otogreftlerin, alındıkları bölgeye uygulanan hemostatik ajanların etkilerinin incelenmesi amaçlandı.
Çalışma planı: Çalışmaya Mart 1999 ve Ekim 2002 tarihleri arasında spinal füzyon cerrahisi geçiren 66 hasta (26 erkek, 40 kadın; ortalama yaş: 42.9) kabul edildi. Hastalar hemostatik ajan seçimine göre rastgele 4 farklı gruba ayrıldı. Çalışma grupları; kemik mumu uygulanan hastalar (Grup 1), spongostan uygulanan hastalar (Grup 2), spongostan uygulanıp 10 dakika sonra alınan hastalar (Grup 3) ve hemostatik ajan uygulanmayan kontrol grubu (Grup 4) şeklinde oluşturuldu. Grupların seçiminde, hastaların yaşı, cinsiyeti, tanısı ve insizyonun şekli dikkate alınmadı. Hastaların drenaj miktarları kapalı emici drenaj sistemleri ile değerlendirildi. Drenaj miktarı günlük 30 cc’nin altına düşen hastalarda drenaj sistemleri 48 saat takip edilip sonlandırıldı.
Bulgular: Grup 1’de hematom miktarında oldukça anlamlı bir azalma tespit edildi. Grup 2 ve 3’te gözlenen hematom miktarı kontrol gubundakinden az idi. Greft alımı için ayrı bir insizyon söz konusu olduğunda, spongostanın sahada bırakılmasının (Grup 2) uygulanıp alınmasından (Grup 3) daha etkin olduğu görüldü.
Çıkarımlar: Kanayan süngerimsi kemik yüzeylerine, kemik mumu ve spongostan uygulanması kanama miktarını azaltır. Hemostaz açısından kemik mumu, spongostana göre daha etkindir.
Objective: The aim of our study was to investigate the effects of haemostatic agents used at the autograft donor sites in spinal fusion.
Methods: The study included 66 patients (26 men, 40 women; mean age: 42.9 years) who underwent spinal fusion surgery between March 1999 and October 2002. Patients were randomly assigned to 4 different groups according to the haemostatic agents used during surgery. In Group 1, bone wax was used on the graft donor site. In Group 2, spongostan was used. In Group 3, spongostan was applied to the donor site and removed after 10 minutes. Group 4 was the control group and no haemostatic agent was applied. Age, sex, diagnosis and incision shape were not
taken into consideration during the selection of patient groups. Closed suction drainage systems were used for the evaluation of drainage amount. The drainage system was removed after 48 hours in patients with a daily drainage of less than 30 cc.
Results: In Group 1, there was significantly less drainage than the other groups. Group 2 and Group 3 had less drainage than the control group. When a separate incision was used for graft harvesting, keeping the spongostan at the application site (Group 2) was more effective than its removal (Group 3).
Conclusion: The application of bone wax and spongostan to bleeding cancellous bone surfaces at the donor site is a safe and effective method to reduce bleeding and hematoma. Bone wax is more effective than spongostan for haemostasis.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orijinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 45 Sayı: 5 |