Psychological capital has its roots in the field of positive psychology and has been shaped by the insights gained within this area, establishing itself as a key concept within organisational structures. The concept of psychological capital is concerned with the quantifiable and cultivatable positive psychological capabilities of employees that can be beneficial to the organisation. Psychological capital is comprised of four fundamental components: optimism, self-confidence, hope, and resilience. The possession of these abilities by employees facilitates their ability to cope with difficulties in the work environment and engenders a positive perspective towards their work. On the other hand, alienation represents a psychological issue whereby individuals exhibit apathy or a sense of lack of purpose in their professional roles. The objective of this study is to ascertain the impact of psychological capital on organisational alienation. For this purpose, the study sample comprises 175 employees from three in different sectors (automotive, textile and food) in the Konya city centre. This study employs an empirical research design. A questionnaire was employed as the primary data collection instrument in this study. The resulting data were analysed using the SPSS program and structural equation modelling techniques. In the findings section of the study, the relationships and effects between variables were analysed through correlation and regression analyses. The results of the analysis indicated a statistically significant relationship between psychological capital and organisational alienation. Furthermore, it was established that psychological capital exerts a statistically significant influence on organisational alienation.
Psikolojik sermaye, pozitif psikoloji ekolünden doğmuş ve bu alandaki anlayışın örgütsel yapılar içinde kendine bir yer bulmasıyla şekillenmiştir. Bu kavram, çalışanların organizasyona katkıda bulunabilecek, ölçülebilir ve geliştirilebilir pozitif psikolojik yeteneklerine odaklanmaktadır. Psikolojik sermaye, iyimserlik, kendine güven (öz-yeterlilik), umut ve dayanıklılık gibi dört temel bileşenden oluşur. Çalışanların bu yeteneklere sahip olmaları, onların iş ortamındaki zorluklarla başa çıkabilmelerini kolaylaştırır ve işlerine yönelik olumlu bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olmaktadır. Öte yandan, yabancılaşma, bireylerin işlerine karşı ilgisizleşmeleri ya da işlerinden anlam yoksunluğu hissetmeleriyle ortaya çıkan psikolojik bir sorundur. Bu çalışmada psikolojik sermayenin örgütsel yabancılaşma üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, araştırmanın örneklemini Konya il merkezinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren (otomotiv, tekstil ve gıda) toplam üç işletmeden 175 çalışan oluşturmaktadır. Çalışma ampirik bir araştırma niteliğindedir. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket tekniği kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS programı ve yapısal eşitlik modellemesi teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın bulgular kısmında değişkenler arasındaki ilişkiler ve etkiler korelasyon ve regresyon analizleri yapılarak ortaya konulmuştur. Veri analizleri sonucunda, psikolojik sermaye ile örgütsel yabancılaşma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Psikolojik sermayenin örgütsel yabancılaşmayı istatistiksel olarak anlamlı yönde etkilediği analiz edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |