Coğrafi faktörler, insan topluluklarını ve bu toplulukların sosyal, siyasal, ekonomik, dini ve kültürel yaşantılarını etkilemiştir. İnsanoğlu, tarihin en erken devirlerinden itibaren, yerleşim yerlerini belirlerken, yerleştikleri mekanın, nehirlere ve su kaynaklarına yakın olmasına dikkat etmiştir.
Eski Yakındoğu coğrafyasında vücut bulan medeniyetlerin birçoğu da yerleşim yeri olarak, büyük nehirlerin kenarlarını veya su kaynaklarının çevresini, tercih etmişlerdir. Örneğin Mezopotamya'da Fırat ve Dicle nehirlerinin bulunduğu bölge, Batı Anadolu'da Büyük ve Küçük Menderes nehirleri ile Gediz nehri havzaları, Orta Anadolu'da Sakarya, Kızılırmak ve Yeşilırmak, Mısır'da ise Nil nehri ve onun suladığı verimli topraklar yerleşime sahne olmuştur.
Bu nehirler, antik kaynaklarda, çivi yazılı metinlerde ve kutsal kitaplarda farklı isimlerle anılmışlardır. Medeniyetlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde büyük öneme sahip olan bu nehirler, sınırları oluşturmuş, askeri güzergâhlarda ve ulaşım güzergâhlarında kullanılmış, zaman zaman taşkınlara neden olmuş, bilimin gelişmesine katkılarda bulunmuş ve bu nehirlerle ilgili kanunlar çıkarılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Eski Yakındoğu, nehir, Fırat, Dicle, Nil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 4 Sayı: 8 |