The fixed appliances used in orthodontic treatment cause the patient to hardly maintain oral hygiene procedures. This is the reason that demineralization is more common in orthodontic patients than normal population. White spot lesions are early caries lesions that indicate demineralization. White spot lesions are non cavitated areas of decalsification that occur as a result of the reduction in the mineral density by prolonged plaque accumulation on the affected surface and are limited to enamel but have a more porous surface than the sound enamel. White spot lesions are the first phase of caries formation and they can remineralize and have a normal or at least acceptable appereance after the orthodontic treatment. However, some of the lesions don’t remineralize and look aesthetically undesirable or can form cavities when left untreated. Thus, it is important to diagnose white spot lesions early, prevent their development and choose the proper treatment. There are various methods for the diagnosis of white spot lesions. Altough the visual method, radiographic method are the most widely known ones, there are current methods like direct digital radiography, electrical conductivity measurement, fiber optic transillumination, ultrasound, alternating current impedance spectroscopy, laser fluorescence, quantitative light induced fluorescence (QLF). This review gives information about white spot lesions, the effect of the orthodontic treatment in white spot formation, diagnostic methods and Quantitative lightinduced fluorescence (QLF)
Sabit ortodontik tedavide kullanılan apareyler, hastaların oral hijyen prosedürlerini devam ettirmesini zorlaştırır. Bu nedenle sabit ortodontik tedavi gören hastalarda demineralizasyonların görülme sıklığı, tedavi görmeyen bireylere oranla artmaktadır. Beyaz nokta lezyonları, oluşan demineralizasyonların göster- gesi olarak ortaya çıkan başlangıç çürük lezyonlarıdır. Etkilenen yüzeyde uzamış plak birikimi sonucunda oluşan beyaz nokta lezyonları, mine ile sınırlı fakat yüzeyi sağlıklı mineden daha pöröz yapıda olan, mineral yoğunluğunun azalmasıyla meydana gelen ve kavitasyon göstermeyen dekalsifikasyon alanlarıdır. Çürük oluşumunun ilk safhası olan beyaz nokta lez- yonları, ortodontik tedaviden sonra remineralize ola- bilir, normal ya da en azından kabul edilebilir bir görü- nüme sahip olabilir. Ancak bazı lezyonlar remineralize olmaz ve estetik olarak istenmeyen bir görüntü oluşturabilir veya tedavi edilmediklerinde ilerleyip kavitasyon oluşturabilir. Bu nedenle bu lezyonları erken dönemde tespit ederek, ilerlemesini önlemek ve doğru tedaviyi seçmek önemlidir. Beyaz nokta lezyonlarının teşhis edilmesi için birçok yöntem vardır. Bunlardan en bilinenleri görsel yöntem, ayna-sondla muayene ve radyografik yöntem olmakla beraber direkt dijital radyografi, elektriksel iletkenlik ölçümü, fiber optik transillüminasyon, sonografi, alternatif akım empedans spektroskopi, lazer floresans, kantitatif ışık etkili floresans (QLF) gibi güncel metodlar da mevcuttur. Bu derlemede beyaz nokta lezyonları, oluşumlarında ortodontik tedavinin etkisi, teşhis metodları ve teşhis metodlarından biri olan Kantitatif Işık Etkili Floresans (QLF) hakkında bilgi verilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 2014: Supplement 9 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Tıklayınız.