Introduction:
Dens invaginatus type 3, a severe form extending beyond the cementoenamel junction and exhibiting a second foramen into the lateral periodontal ligament or periradicular tissue. This anomaly may involve the periradicular tissue and cause pulpal necrosis and periradicular lesions.
Case Report: An 11-year-old female patient was presented with slight swelling and periodic pus drainage from buccal gingiva of the maxillary left lateral incisor as her main complaint. Tooth had no pain on percussion or palpation, no color change, no caries and no mobility. Radiographic examination revealed that there was a radiolucent area on the mesial side of the coronal root. It was observed that this radiolucency was associated with apex of dens invaginatus. Because of continuous drainage through the canal, calcium hydroxide was replaced after 1 week with irrigated NaOCl. The drainage was under control after 3 weeks. Root canal treatment was applied to the malformed area by filling only the invaginated canal completely with MTA. Cavity was restored with light-cured resin composite.
Results: Main pulp was kept vital and 2 years follow up showed periapical repair and absence of clinical symptoms. The patient was remained asymptomatic and pulp vitality was continued.
Conclusion: Dens invaginatus is a dental malformation, which has a complicated treatment because of the complex root canal anatomy. It is very important to be able to identify and treat this dental malformation correctly.
Keywords: dens invaginatus, maxillary lateral incisor, periradicular lesion,
MTA
İNVAJİNE KANALA MTA İLE ENDODONTİK TEDAVİ VE VİTAL PULPALI TİP 3 DENS İNVAJİNATUS : 2 YIL TAKİPLİ OLGU RAPORU
Özet
Dens invajinatus tip 3, sementoenamel bileşkenin ötesine uzanan ve lateral periodontal ligament veya periradiküler dokuya ikinci bir foramen ile açılan şiddetli bir malformasyondur. Bu anomali, pulpal nekroz ve periradiküler lezyonlara neden olabilir.
Olgu Raporu: On bir yaşında kız çocuk hasta maksiller sol lateral kesici dişinin bukkal dişeti bölgesindeki şişlik ve püy drenajı şikayetiyle başvurdu. Yapılan ilk muayenede dişte perküsyona ya da palpasyona hassasiyet, renk değişikliği, çürük ve mobilite gözlenmedi. Radyografik incelemede koronal kökün mezial tarafında radyolusent bir alan olduğu görüldü. Bu radyolusensinin dens invajinatusun apeksiyle ilişkili olduğu gözlendi. İnvajine kanaldan devam eden püy drenajı nedeniyle NaOCl ile irigasyon yapıldı ve kanalda 1 hafta kalsiyum hidroksit bekletildi. Drenaj 3 haftanın sonunda kontrol altına alındı. Tip 3 dens invaginatus tanısıyla tedaviye başlanan hastanın yalnızca invajine kanalı, MTA ile tümüyle doldurularak malforme bölgeye kök kanal tedavisi uygulandı. Üst yapı, ışıkla sertleşen kompozit rezinle restore edildi.
Bulgular: Ana pulpanın vital kalması ve 2 yıllık takipte periapikal onarım sağlandı ve klinik semptomların yokluğu gösterildi. Hasta asemptomatikken, pulpanın canlılığının devamı sağlandı.
Sonuçlar: Dens invajinatus, karmaşık kök kanal anatomisi nedeniyle karmaşık bir tedavisi olan dental bir deformasyondur. Bu dental deformasyonu doğru tanımlayabilmek ve doğru tedavi edebilmek önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: dens invajinatus; maksiller lateral keser; periradiküler lezyon; MTA
dens invaginatus maxillary lateral incisor periradicular lesion
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Olgu Sunumu |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 31 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Tıklayınız.