İslam Hukukunda, hakkı ispat eden, olayla ilgisi olup, olayı yansıtan, akla
uygun her türlü araç ve vasıta delil olarak değerlendirilmiştir. Deliller bazen suçlunun
kesin olarak tespitini sağlayacak kat’î nitelikte, bazen de itham sebebi sayılabilecek
zayıf ve şüpheli nitelikte olabilmektedir. İslam Ceza Hukukunda, cinayet olaylarında
zayıf bir delil ile bir kimsenin kesin olarak suçlu olduğuna hükmetme anlayışı
bulunmamaktadır. Bununla birlikte suçun ortada kalmaması da temel amaçlardandır.
İslam Hukukunda cinayet olaylarında suçu ispata yarayan yeterli delil
bulunmayıp, sadece zayıf delillerin var olduğu durumlarda “kasâme” uygulaması
meşru kılınmış ve bu uygulama ile çoğunlukla mali cezalar verilmiştir. Kasâmenin
şartı ve itham sebebi olabilecek zayıf delillere ise “levs” adı verilmiştir. Bununla
birlikte hangi delillerin “levs” olarak kabul edileceği fakihler arasında ihtilaf konusu
olmuştur. Konuya günümüz hukuku açısından bakıldığında da, İslam hukukunda
“levs” olarak kabul edilen bazı hususların kovuşturmanın başlama sebeplerinden
olduğu ve muhakeme sürecinde de bu delillerden önemli bir şekilde istifade edildiği
görülmüştür.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 31 |