İnsanoğlunu mutlu edebilmek adına geliştirilen sistemlerden biri de
“ahlak”tır. Ahlak tarihinde bu amaçla çeşitli ahlak teorileri geliştirilmiştir. Bir
kısım düşünürler, insanı dilinden, kültüründen, dininden ve metafizik denetimlerinden
tamamen soyutlayarak, insanî yönelişleri metafizik alandan bu
dünyaya ve yaşanan zamana çevirerek, dini temelden yoksun olan seküler
ahlak teorileri oluşturmuşlardır. Bu makalede sekülerliğin ne olduğundan hareketle,
dini olguları dışlayarak, sadece pozitif bilimsel ve rasyonel temellere
dayanarak, oluşturulacak ahlak anlayışlarının, ahlakın amacını ne derece
gerçekleştirebileceği tartışılacak. Ahlâk değerlerinin sadece ferdin zihni ürünü
olmaya indirgenmesiyle, bireyin iyiyi yaşaması ve kötüden kaçınması için gerekli
olan isteklendirmenin (motivasyon) yeterince sağlanıp sağlanamayacağı
irdelenecektir. Dini temelden yoksun ahlak gerekli isteklendirme konusunda
“ihtiyaç duyulan, bireyi ahlak ilkelerine uygun hareket etmeye yönlendirecek
olan kaynak ne olabilir?” sorusunun yanıtı aranacaktır. Bunun sonucunda da
dini temelden yoksun olan (seküler) ahlakın ne ölçüde mümkün olup olmadığı
konusunda bir tespit yapılarak dinin ahlak için konumu belirlenmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | tr,en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 35 |