Ö Z E T
Bu çalışmada amacımız, 17.yy’da bilgi sorununa çözüm arayan ve birbirinden farklı
iki yöntemden hareket eden Descartes ve Locke’a göre, bilginin nasıl ortaya
konduğunu ve bu kavrayışlardan doğan sonuçları araştırmaktır. Her iki filozofun
da başlangıç noktasını ‘kuşku’ oluşturmakla birlikte vardıkları sonuç farklıdır.
Descartes’in tümdengelim metodu vasıtasıyla elde ettiğini düşündüğü bilgi, özgür
bir toplumun temelini oluşturacak bilimsel bilgi olmaktan uzaktır. Bu bilgi
kavrayışının baskıcı rejimlere teorik bir temel sunduğunu söylemek yanlış olmaz.
Locke’un bireyselliğe ve özgürlüğe kapı açan deneyci yöntemi ise, insan yaşamına
dışarıdan müdahale edecek tüm kurumların gerçekliğini sorgular. Bu anlamda
insanın yaşamında mutluluğa ilişkin belirlemelerinde kendi aklı ve deneyiminin
dışında hiçbir kılavuzu gerekli görmeyen bir sistemi çağrıştırır. Sonuç olarak hem
Descartes’in hem de Locke’un asıl önemli etkisinin, onların epistemolojilerinden
doğan ahlaki ve siyasi sonuçları dolayısıyla olduğunu söyleyebiliriz.
Anahtar Kelimeler: Tümdengelim, tümevarım, bilimsel bilgi
AB S T R AC T
The aim of this study is to investigate how Descartes and Locke understood the
nature of knowledge in 17th century each from two different point of views and
the implications of their understandings. Although the starting point was “doubt”
in both philosophers, they reached two different results. The knowledge which
Descartes thought to have obtained through deductive method is far from being
scientific in its nature which is expected to form the very foundation of a liberal
society. On the contrary, it would not be unfair to claim that this sort of knowledge
could form the base for oppressing regimes. In contrast, the empirical method
proposed by Locke which is more in line with individuality and liberty questions
all external institutions intervening human life. His notion of knowledge indicates a
system that does not require anything except reason and experinece with regard to
obtaining individuals’ happiness. As a result it could be argued that impact of Locke
and Descartes lies not in their epistemelogies per se but rather in the ethical and
political implications of such epistemologies.
Keywords: Deduction, induction, scientific knowledge
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 46 |