The ground date of Ağrı and Iğdır, which we have assessed in the east half of the Eastern Anatolia Region, has been drawn back to the middle of the 5th millennium BC by means of recent studies conducted. This chronology can be drawn back to the middle of the 6th millennium BC in the Van Lake basin. As some settlements located in the mountainous areas of the South Caucasus during the prehistoric periods came to life in the 7th millennium BC, it is quite difficult in this respect to say that the settlements in the east half of East Anatolia came to life in a much later phase. The fact that Van, Ağrı and Iğdır provinces were in communication with North Syria, North Mesopotamia, Northwest Iran, Central Anatolia and South Mediterranean during the period from at least the 4th millennium BC to the 3rd millennium BC indicate that a similar situation might have been encountered in the earlier phase. Since the earliest common chronology of the three provinces determining Turkey's eastern border in north-south direction can be drawn back to the 4th millennium BC, the article is initiated at this point. The most distinct evidence defining this millennium is buff/light brown, glossy, chaff-faced ware and handmade dark gray pottery. On the other hand, the culture of the next millennium, Kura-Araxes, shows a multi-component, advanced character with its terra-cotta artifacts, architecture, socio-economic structure, belief and cult structures, burial customs, level of development in mining and metallurgy. In this study, the traces of two common cultures that lived throughout the geographies of Iğdır in the north and Van in the south have been traced by taking Ağrı to the center. The strong presence of these cultures and the fact that they have been identified in three provinces throughout South Caucasus and Northwest Iran indicate that they might have experienced the earlier period in common as well.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin doğu yarısında değerlendirmeye aldığımız Ağrı ve Iğdır’ın dip tarihi son yıllarda yapılan çalışmalarla MÖ V. binyılın ortalarına kadar çekilmiştir. Bu kronoloji Van Gölü havzasında MÖ VI. binyıl ortalarına kadar çekilebilir. Prehistorik dönemlerde Güney Kafkasya’nın dağlık alanlarında bulunan bazı yerleşimler MÖ VII. binyılda yaşam bulmuşken Doğu Anadolu’nun doğu yarısındaki yerleşimlerin çok daha geç evrede yaşam bulduğunu söylemek bu açıdan oldukça zordur. En azından MÖ IV. binyıldan MÖ III. binyıla kadar geçen süreçte Van, Ağrı ve Iğdır illerinin Kuzey Suriye, Kuzey Mezopotamya, Kuzeybatı İran, Orta Anadolu ve Güney Akdeniz ile iletişim halinde olması daha erken evrede de benzer bir durumun yaşanmış olabileceğine işarettir.
Türkiye’nin doğu sınırını kuzey-güney yönlü olarak belirleyen üç ilin en erken ortak kronolojisi MÖ IV. binyıla kadar çekilebildiği için makaleye bu noktada başlanmıştır. Bu binyılı tanımlayan en belirgin kanıt devetüyü parlak saman yüzlü kaplar, el yapımı koyu gri renk kaplardır. Sonraki binyılın kültürü Kura-Aras ise pişmiş toprak eserleri, mimarisi, sosyo-ekonomik yapısı, inanç ve kült yapıları, ölü gömme gelenekleri, madencilik ve metalürjideki gelişmişlikleriyle çok bileşenli gelişkin bir özellik sergiler. Bu çalışmamda Ağrı merkeze alınarak kuzeyde Iğdır, güneyde Van coğrafyaları boyunca yaşam bulan ortak iki kültürün izleri sürülmüştür. Bu kültürlerin güçlü varlığı, Güney Kafkasya ve Kuzeybatı İran boyunca uzanan üç ilde de tespit edilmiş olması daha erken süreci de ortak yaşamış olabileceklerine işarettir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 24 Issue: 3 |