Amaç: Bu çalışmanın amacı diş çekimi için Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi AD kliniğine başvuran pediatrik yaş grubundaki hastalarda erken çekimi yapılan süt dişlerinin ve daimi dişlerin grubunu ve çekimin yapıldığı yaşı belirlemektir.
Gereç ve Yöntem: Kasım 2017-Mart 2018 tarihleri arasında diş çekimi için Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi kliniğine başvuran hastalar kesit-sel olarak incelenmiştir. Başvuran toplam 1536 adet hastadan pediatrik yaş grubuna (0-16 yaş) ait olanlar ayrılmıştır (n=461). Hastaların yaşları ve çekimin yapıldığı diş grupları kaydedilmiştir. Buna göre süt dişleri çekimleri maksiller/mandibuler keser-kanin ve maksil-ler/mandibuler molar olarak 4 grup halinde gruplandırılmıştır. Daimi dişler ise maksiller/mandibuler keser, kanin, premolar ve molar şeklinde ayrılmıştır. Ayrıca diş çekimlerinin normal veya komplike olarak gerçekleşme durumları da kaydedilmiştir. Verilerin istatistik-sel analizi tanımlayıcı istatistik şeklinde gerçekleştirilmiştir.
Bulgular: Erken diş çekiminin en çok 10 yaşında, daha sonra sırasıyla 9 ve 8 yaşlarında ger-çekleştiği belirlenmiştir. Süt dişleri daimi dişlere oranla daha çok kaybedilmiş; sırasıyla süt üst molarlar, süt alt molarlar, süt üst keser-kaninler ve süt alt keser-kaninler şeklinde olmuştur. Daimi dişlerde en sık çekim alt molarlarda gerçekleştirilmiştir. Erken diş kayıpları süt dişlenme için maksillada daha sık meydana gelirken, daimi dişlenme için mandibulada daha fazla görülmüştür.
Sonuç: Toplumda oral hijyen eğitimleri ve farkındalık programlarıyla beraber diş çürüğü-nün önlenmesi ve dental tedavilerin erken dönemde yapılmasının önemi vurgulanarak çocuklarda ve ergenlerde gereksiz diş çekiminin önüne geçilmelidir.
Aim: The aim of this study is to determine the group of early extracted deciduous teeth and permanent teeth and the age at which the extraction was made among pediatric patients who applied to Ankara University Faculty of Dentistry, Oral and Maxillofacial Surgery Clinic for tooth extraction. Materials and Method: Patients who applied to Ankara University Faculty of Dentistry Oral and Maxillofacial Surgery clinic for tooth extraction between November 2017 and March 2018 were examined cross-sectionally. Of the 1536 patients who applied, those belonging to the pediatric age group (0-16 years) were separated (n=461). The ages of the patients and the tooth groups in which the extraction was made were recorded. Accordingly, deciduous tooth extractions are grouped in 4 groups as maxillary/mandibular incisor-canine and maxillary/mandibular molar. Permanent teeth are divided into maxillary/mandibular incisors, canines, premolar and molars. In addition, the normal or complicated cases of tooth extraction were also recorded. Statistical analysis of the data was carried out as descriptive statistics. Results: It was determined that early tooth extraction occurs mostly at the age of 10, then at the age of 9 and 8, respectively. Deciduous teeth were lost more than permanent teeth, respectively, deciduous upper molars, deciduous lower molars, deciduous upper incisors-canines and deciduous lower incisors-canines. The most frequent extraction of permanent teeth was done in the lower molars. While early tooth loss occurred more frequently in the maxilla for deciduous dentition, it was more common in the mandible for permanent dentition. Conclusion: Unnecessary tooth extraction in children and adolescents should be prevented by emphasizing the importance of preventing tooth decay and early dental treatments with oral hygiene training and awareness programs in the community.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 47 Sayı: 1-3 |