Amaç: Bruksizm; diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığı olarak tanımlanan parafonksiyonel bir durumdur ve periodonsiyum üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir. Dişeti biyotipi sondlama derinliği, keratinize dişeti genişliği, gingival ataçman gibi anatomik faktörlerden etkilenir ve ince/kalın/orta gibi sınıflanabilir. İnce dişeti biyotipi, gingival çekilmeler gibi durumlar açısından risk oluşturur. Bu çalışmanın amacı; bruksizmi olan ve olmayan grupları dişeti biyotipi açısından karşılaştırmak ve bruksizmin dişeti biyotipi üzerine klinik etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma için164 kişiye bruksizm anketi uygulandı. Periodontal olarak sağlıklı 33 bruksist birey çalışma grubuna; benzer özelliklere sahip 30 bruksist olmayan birey kontrol grubuna dahil edildi. Her iki grupta da klinik periodontal ölçümlerin yanı sıra diş eti biyotipini değerlendirmek için diş eti kalınlığı, keratinize diş eti genişliği, periodontal cep derinliği ve diş eti çekilmesi miktarı ölçüldü. Ölçümler alt ve üst çene, sağ ve sol 1. Keser, 2.keser ve kanin dişlerin mid-fasiyal yüzeyinden yapıldı. Diş eti kalınlığı, periodontal sondun anahattının marjinal gingivadan görünürlüğüyle değerlendirildi (GT-TRAN). Gruplar arası karşılaştırmada ki kare ve student-t test kullanıldı. Bulgular: Gruplar; yaş, cinsiyet dağılımı ve periodontal klinik indeksler açısından benzerdi. Bruksist olan ve olmayan bireyler arasında dişeti kalınlıkları bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Bruksist bireylerde üst çenede her diş bölgesi için keratinize dişeti genişliği daha yüksek bulundu ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Sonuç: Dişeti biyotipi ve bruksizm arasında ilişki bulunmadı.
Aim: Bruxism; is a parafunctional condition defined as the habit of grinding and clenching. Its negative effects on periodontium are well known. The gingival biotype is affected by anatomical factors such as probing depth, keratinized gingival width, gingival attachment, and can be classified as thin/thick or thin/thick/mixed. Thin gingival biotype is a risk for gingival recessions. The aim of this study; to compare homogenous groups with and without bruxism in terms of gingival biotype and to evaluate the clinical effect of bruxism on gingival biotype. Materials and Methods: Bruxism questionnaire was applied to 164 subjects. 33 periodontally healthy bruxist subjects were included in the study group; 30 non-bruxist subjects with similar characteristics were included in the control group. In addition to clinical periodontal measurements, gingival thickness, keratinized gingival width, periodontal pocket depth and gingival recession were measured in both groups to assess gingival biotype. Measurements were made from the mid-facial surface of the maxillary and mandibular first and second incisors and canines. GT was assessed by probe visibility through the marginal gingiva (GTTRAN). Results between groups were analyzed using chi square test and student t-test. Results:The groups were similar in terms of age and gender distribution, and also periodontal clinical indices. There was no statistically significant difference in gingival thickness between bruxist and non-bruxist subjects. In bruxist subjects, keratinized gingival width was found to be higher in the maxilla for all teeth, but this difference was not statistically significant. Conclusion: There was no correlation between gingival biotype and bruxism.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 46 Sayı: 3 |