The aim of this study is to examine the teaching profession in the context of precarization. The study is a critical review based on a survey, summarization, evaluation and interpretative analysis of existing literature, ideas and information. And it is an attempt at philosophical analysis. “Precarization” and “teaching profession” are the phenomena that constitute the main argument of the study. Precarization signifies a general state of insecurity associated with erosion of full-time, predictable, secure and stable livelihoods; it is a social, political and economic based issue on a global, national, social and individual scale in terms of its effects. And it is a global problem that has a high impact in almost every sector from trade to health, press to education in almost every country and is getting worse. Macroeconomic changes over the past few decades show that no profession is immune to insecurity and instability in business life. The long-term job security, which has been weakened by the common effect of the global crisis and economic stagnation, affects teaching as much as every profession. The teaching profession gains a new meaning and form on the one hand, and faces precariousness on the other, due to various reasons such as positioning teachers as “coaches”, being forced to do a standardized education with artificial performance measures, the rapid increase of “teacherless education” and “teacherless classes”, and the increasing number of teachers waiting for appointment. Having a crucial role in the promotion of societies, having a respectable social status, and qualifying as a special form of labor, teaching profession, unfortunately, becomes a profession that is a victim of the precarization process.
Bu çalışmanın amacı, öğretmenlik mesleğini prekarizasyon olgusu bağlamında incelemektir. Çalışma mevcut literatürün, fikirlerin ve bilgilerin taranmasına, özetlenmesine, değerlendirilmesine ve yorumlayıcı analizine dayanan bir eleştirel inceleme ve felsefî çözümleme denemesidir. “Prekarizasyon” ve “öğretmenlik”, çalışmanın ana tartışma izleğini oluşturan olgulardır. Prekarizasyon tam zamanlı, öngörülebilir, güvenceli ve istikrarlı geçim kaynaklarının erozyonu ile ilişkili genel bir güvensizlik durumunu imleyen; etkileri bakımından küresel, ulusal, toplumsal ve bireysel ölçekli sosyal, siyasal ve ekonomik temelli bir meseledir. Hemen her ülkede ticaretten sağlığa, basından eğitime kadar neredeyse her sektörde tesiri yüksek oranda hissedilen ve giderek de kötüleşen bir sorundur. Son birkaç on yıldaki makroekonomik değişiklikler, çalışma hayatındaki güvencesizliğe ve istikrarsızlığa karşı hiçbir mesleğin bağışık olmadığını göstermektedir. Dünya genelinde yaşanan küresel kriz ve ekonomik durgunluğun ortak etkisiyle zayıflayan uzun dönemli iş güvencesi, her meslek kadar öğretmenliği de tesiri altına almaktadır. Öğretmenlerin “koç” olarak konumlandırılmaları, suni performans ölçümleriyle standardize bir eğitim yapmak durumunda bırakılmaları, “öğretmensiz eğitim” ve “öğretmensiz sınıf”ların hızla çoğalması, atama bekleyen öğretmen sayısının artarak devam etmesi gibi çeşitli vesilelerle öğretmenlik mesleği bir yandan yeni bir anlam ve biçim kazanmakta bir yandan da güvencesizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Toplumların yükselmesinde hayati bir role sahip olan, saygın bir toplumsal statüsü bulunan ve özel bir emek formu olarak nitelenen öğretmenlik, ne yazık ki prekarizasyon sürecinin mağduru bir meslek hâline gelmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Eğitim Fakültesi Dergisi - Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Tel: +90 222 335 05 79 Faks: +90 222 335 05 73 E-posta: aujef@anadolu.edu.tr
İnternet Adresi: dergipark.org.tr/tr/pub/aujef
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.