3-Bir teorinin gelişmeye açık olması, onun keyfi bir şekilde değiştirilebileceği anlamına gelmez. Marksizm-Leninizm, tüm tarihin sınıf mücadeleleri tarihi olduğu kavrayışını terk etseydi, kendisi olmaktan çıkardı. 4-Tüm iradelerden eylem gücüne sahip gerçek bir ortak iradenin çıkabilmesi için, tek tek kişilerin (ortak iradenin oluşturulma sürecine katıldıktan sonra) bireysel özelliklerini geri planda tutarak, örgütsel biçime uymaları gerekir. Bu, tüm devrimci partiler için ayakta kalmanın ve etkili olmanın koşulunu oluşturan disiplin ilkesidir. 5-İşçi sınıfının, sınıf olarak hayata geçirilebilmesi ve tarihsel misyonun öznesi olabilmesi için, genel olarak insanların ve işçi sınıfının üyelerinin durumlarının bilincine, yani sınıf bilincine ihtiyaç vardır. 6-Üretici güçlerin gelişme düzeyinin yeni niteliği bilimsel-teknik devrimde kendini gösterir. Eğer toplumsal kurumlar aracılığıyla mülk edinme ve paylaşım adaleti sağlansaydı, bilim ve teknik, bugün genel bir yüksek maddi refah düzeyini garanti edebilirdi. Diğer yandan bilim ve teknik, insan soyunun ve doğanın büyük bir bölümünün yok edilmesi olanağını sunmaktadır. Genetik ve zihinsel-fiziksel manipülasyonlar insanlığı tehdit etmektedir. Üretim ilişkilerinin kapitalist biçimi bu çelişkiyi yüz milyonlarca insanın sefaleti düzeyine yükseltir, savaş tehlikesini sürekli artırır. Yalnızca sosyalist bir toplum, insanlığa insana yaraşır bir gelecek perspektifi sunabilir. 7-Kendini gerçekleştirme, başkalarına dirsek atma değildir; tam tersine, temelinde, kişinin başkalarıyla dayanışma içinde kendisi olabileceğinin kavranması vardır. Dayanışma ve insanın toplumsallığının bilinci, yani sosyalist ahlak, Komünist Manifesto’daki şu pragmatik ifadenin önkoşuludur: “Her bireyin özgürce gelişmesi, herkesin özgürce gelişmesinin koşuludur”. 8-İşçi sınıfının tarihsel misyonuyla komünist partinin görevinin iki yönü bulunmaktadır. Birincisi, bütünsel bir toplumsal planlamanın gerekli olması, ikincisi, işçi sınıfının, özgür ve eşit yurttaşlardan oluşan ve herkesin kendi yeteneklerini çok yönlü olarak geliştirebileceği bir toplum kurma hedefini gerçekleştirmesi gerekliliği. Yalnızca böylesi bir komünist toplum “insan haklarını” garanti altına alabilir. 9- Partinin önderlik rolü bürokratik mekanizmalara dönüşerek katılaşmamalı (ki parti sürekli olarak bu tehlikeye maruz bırakılır), bu rol, politik gücün ürünü olmalı ve onun sayesinde korunmalıdır. 10-Kapitalizm, kendi varlığını sürdürme gücünden büyük kayıplar verse de, üretici güçlerin gelişimini örgütleme yeteneğine hala sahiptir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2010 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 65 Sayı: 04 |