1991 yılının sonuna doğru beklenmedik bir biçimde bağımsızlığına kavuşan Orta Asya’nın Müslüman Devletleri, sahip oldukları zengin tabii kaynaklar yanında çok renkli sosyal özellikleri ile de dünyanın ilgisini çekmektedir. Orta Asya’nın Müslüman Devletlerinin en başta dikkat çeken sosyal özelliği, sahip oldukları etnik unsur ve buna bağlı dil çeşitliliğidir. Bu devletler arasındaki sınırlar, 1920’li ve 1930’lu yıllarda manipülasyona ve dış müdahaleye imkân verecek biçimde çizilmişti. Bu sebeple Orta Asya’nın Müslüman Devletleri, bir Sovyet mirası olarak etnisite ve çok dillilik meselesiyle birlikte yaşamak kaderi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu etnisite ve çok dillilik meselesine ilave olarak Rusça, her Orta Asya Devletinde ve Azerbaycan’da adeta bir Sovyet mirası olarak hâlâ etkili bir dil olarak varlığını devam ettirmektedir. 2009 yılı itibarıyla bağımsızlıklarının 18. yıldönümünü geride bırakmış olan Orta Asya Müslüman Devletleri ve Azerbaycan’ın, hassas jeopolitik dengeler üzerine kurulu bir coğrafyada ülkesel varlıklarını ve istikrarı devam ettirmeleri, etnisite ve dil çeşitliliğini yönetmek üzere geliştirecekleri politikalara bağlı olacaktır. Dil ve etnik unsur çeşitliliğinin Orta Asya’nın Müslüman Devletleri ve Azerbaycan’ın bölgesel varoluşları ve istikrarı üzerinde etkisi aşikâr bir unsur olması, bu devletlerdeki dil yapılarını ve politikaları önemli bir inceleme konusu kılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Diğer ID | JA67PZ73YG |
Bölüm | Kitap Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 38 Sayı: 2 |