İnsanları evleri ve vatanlarından uzaklaştırarak onları boşlukta bırakmayı amaç edinen sürgün, zorunlu göç hareketlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde (SSCB) Stalin döneminde gerçekleşen sürgünler de Sovyet devletinin farklı gördüğü Türk ve Müslüman halkları yaşadıkları yerleri
terk etmeleri için uyguladıkları politikanın bir parçası ve SSCB’nin milliyetler politikasının 1930’larda yön değiştirmesi ve Ruslaştırmaya dönüş kapsamında uygulanan bir stratejidir. Sovyet yönetimi, 1944 yılında Türk ve Müslüman halkların bazılarını sürgüne göndermiştir. Bu halklar arasında Gürcistan’ın Türkiye sınırında yaşayan Ahıska Türkleri de bulunmaktadır. Ahıska sürgününü Stalin döneminde değişen milliyetler politikası çerçevesinde inceleyen bu çalışmada, Ahıskalıların sürgünde yaşadıklarına yer verilmektedir. Ahıskalıların anlatıları, Ahıska Türkleri ile Bulgaristan Türklerinin Türkiye’ye göçlerini konu edinen, 2010-14 yılları arasında gerçekleştirilen nitel araştırma kapsamında Ahıskalıların yoğun olarak yaşadıkları İstanbul, Bursa ve Kocaeli’de yapılan derinlemesine görüşmelere dayanmaktadır. Anlatılardan da görüldüğü gibi, Ahıskalılar 1956’ya dek sürgüne gönderildikleri bölgelerde kamp hayatı yaşamak zorunda bırakılmışlar ve asimilasyona maruz kalmışlardır. Ama kamp hayatı boyunca asimile olmak bir yana Türk kimliklerini pekiştirmiş ve zorluklarla mücadele etmişlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 56 Sayı: 2 |