Türkiye’nin 1980’lerdeki sermaye hareketlerinde serbestleşmeye gitmesi sonrasında, Türk firmalarının YDDY’ı artmaya başlamıştır. 1989 yılındaki Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 Sayılı Karardaki değişiklik, 1995 yılındaki gümrük birliği anlaşması yanında, aynı yıllarda Sovyetler Birliğinin ve Yugoslavya’nın dağılma sürecine girmesi, Türk firmaları için önemli bir fırsat doğurmuştur. Ağırlıklı olarak KOBİ’ler olmak üzere Türk firmaları başlangıçta Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya gibi yakın coğrafyada bulunan ülkelerde özellikle maliyet avantajlı ve kaynaklara erişim amaçlı yatırımlar yapmışlardır. 2005 yılında başlayan AB üyelik müzakereleri, ülke içine yabancı yatırım akışını hızlandırmış bu ise rekabet baskısı yaratmıştır. Türkiye’nin 2008 yılı küresel krizini nispeten rahat atlatması, Türk firmalarına yurtdışına yatırımları için yeni fırsatlar yaratmıştır. Özellikle aile holdingleri Batı Avrupa, Kuzey Amerika gibi gelişmiş bölgelere yeni teknolojiye erişim gibi stratejik amaçlı olarak önemli miktarlarda yatırım yapmaya başlamışlardır. Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yine son zamanlarda yatırımların arttığı bölgeler olmuştur. Bu gelişmelerle Türkiye’nin DYDY’ı bölgesellikten küreselliğe doğru önemli ölçüde değişmeye başlamıştır.
Türkiye’nin YDY Küreselleşmesi Yatırım Nedenlerindeki Değişim Türkiye’nin Aile Holdingleri Yurtdışı Doğrudan Yatırımlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 60 |