İki başlı yürütmenin yer aldığı yapı içerisinde, halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı ve ona anayasa ile tanınan güçlü yetkiler, yarı başkanlık rejimini tanımlamaktadır. Ancak özellikle Kuzey Avrupa’da, genel oyla seçilen Cumhurbaşkanlarının anayasal çerçeve ve/veya siyasi uygulamalarla parlamenter rejim sınırları içinde kaldığı görülmektedir. İzlanda’da genel oyla seçilen Cumhurbaşkanı, güçlü anayasal yetkilerle donatılmıştır. Fakat İzlanda Cumhurbaşkanları, siyasi teamüller doğrultusunda yetkilerin tümünü kullanmaktan kaçınarak, uzun süre boyunca anayasal yetkilerinin gerisinde durmayı tercih etmiştir. Bu uygulama, İzlanda’nın siyasal rejiminin değerlendirilmesi hususunda çeşitli tartışmalara neden olmuş ve kimi yazarlar tarafından İzlanda, parlamenter rejimle yönetilen ülkeler kategorisinde değerlendirilmiştir. İzlanda’da 2008 yılında meydana gelen mali kriz nedeniyle, Cumhurbaşkanı güçlü anayasal yetkilerini kullanmayı tercih etmiş ve bu durum İzlanda’nın siyasal rejimi konusundaki tartışmaları tekrar gündeme getirmiştir. Tartışmaların odağında, bir ülkede siyasal rejimi tanımlarken anayasanın amir hükümlerine mi yoksa uygulamaya mı bakılacağı sorunsalı vardır. Çalışmamızda, İzlanda örneği üzerinden “de facto” ve “de jure” ayrışmasında, siyasal rejim ayrımının neye göre yapılması gerektiği tartışılacak, anayasanın ilgili hükümleri ve uygulamalar karşılaştırılarak, örnek olarak seçilen İzlanda’nın siyasal rejim analiz edilecektir.
Parlamenter Rejim Yarı başkanlık Rejimi Cumhurbaşkanı Seçim Usulü Cumhurbaşkanının Yetkileri İzlanda
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Anayasa Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 13 Sayı: 26 |