1912’de Osmanlı’nın mağlubiyeti ile sonuçlanan Balkan savaşının
akabinde, galip Balkan devletleri, Arnavutluk’u paylaşma planları yapmaya
başladılar. Karadağlılar İşkodra’yı (Shkoder), Yunanlılar Yanya’yı (Janine)
kuşatırken, Sırplar da Dıraç’ı (Durres) işgal etmişlerdi. 28 Kasım 1912
tarihinde Avlonya’da (Vlora) İsmail Kemali (İsmail Qemali) Arnavutluk’un
bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlık ilanından hemen sonra İsmail Kemali
başkanlığında geçici bir hükümet kuruldu. Büyük güçler, Adriyatik Sırplarını
saf dışı etmek isteyen İtalya ve Avusturya’nın da etkisiyle, 20 Aralık 1912’de
Londra Konferansı’nda Arnavutluk’un bağımsızlığını tanıdılar. Hemen sonrasında
ise, ilişkileri bozulmuş olan Balkan müttefiklerini yola getirmek için bir
başka konferansa ihtiyaç duyuldu. 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması’nın bitiminde
bir hükümet kurulması ve sınırların belirlenmesi görevi uluslar arası bir
kontrol komisyonuna verildi.
Bu komisyon Arnavutluk’un hâkim fakat büyük güçlerin koruması
altında bir Prenslik olduğunu açıkladı. Alman prensi William de Weed prensliğin
tacını kabul etti ve 7 Mart 1914’te Dıraç’a (Durres) geldi. Birinci Dünya Savaşı’nın
başında prens, anarşiye gömülen ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. 1914 yılında
en az altı yerel hükümet görülüyordu. Birinci Dünya Savaşı süresince, ülke
sırasıyla Sırp, Avusturya, İtalyan, Fransız, Yunan ve Bulgar orduları
tarafından işgal edildi. 26 Nisan 1915’te gizli yapılan Londra Paktı’nda
Arnavutluk’un paylaşılması düşünüldü. Fakat 3 Haziran 1917’de General
Ferreno’nun ülkenin bağımsızlığını ilan etmesiyle bu antlaşma yürürlükten
kalktı. Ateşkes sonrası, İşkodra’da 1920 Şubatı’na kadar işbaşında kalan
uluslar arası bir yönetim kuruldu. Bu arada 1918 Aralık’ında, Dıraç’ta bir
Arnavutluk Milli Kurulu toplandı ve geçici bir hükümet kurularak Paris Barış
Konferansı’na bir heyet gönderildi. Ancak İtalya, çevirdiği çeşitli diplomatik
oyunlarla ülkeyi mandası altına aldı.
Bu sonuç, Luşna (Lushnja) Konferansı’nda yeni hükümeti meydana
getiren bir milli harekete sebebiyet verdi. Bir Bektaşi, bir Sünni, bir Ortodoks
ve bir Katolik’ten oluşan yüksek egemenlik konseyi kuruldu. Hükümetin merkezi,
Dıraç’taki İtalyan güdümlü hükümetle yapılan mücadelenin yürütüleceği Tirana’ya
nakledildi.
Bağımsızlıktan sonra ülkede oluşan siyasi, dini ve sosyal
karmaşayı, 1924–1939 yılları arasında iktidarda bulunan Ahmed Zogu ve hükümetleri
yatıştırmaya ve buna sebep olan sonuçları çözmeye çalıştı. Biz, bu çalışmamızda
sırayla Ahmed Zogu’nun Hayatı, Yönetimi, Döneminde Din-Devlet İlişkileri ve son
olarak da bu dönemde Müslümanlar’ın teşkilatlanmaları konularını anahatlarıyla
ele almaya çalışacağız.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 1 Sayı: 1 |