Tarihin tanıklık etmiş olduğu mühim gerçeklerden bir de Balkanlarda,
Devlet-i Âliyye-i Osmâniye’nin sînesine sadece Arnavutlar ve Boşnakların
savaşmadan iştirak etmiş olmalarıdır. Balkan halkları beş asır boyunca beraber,
kardeşçe, refah ve barış içerisinde yaşamışlar; fakat Müslüman düşmanları
bundan rahatsız olmuş ve Balkanları Osmanlı coğrafyasından ayırmak için ellerinden
geleni yapmaya çalışmışlardır. Tüm bu çabalardan sonra Osmanlı Devleti,
Balkanlardan çekilmek zorunda kalmıştır.
Balkanlarda yetim kalan Arnavutlar, topraklarının bütünlüğünü koruyabilmek
için bağımsızlık mücadelelerini durmadan devam ettirmişlerdir. Ayrıca günümüz
Arnavutluk’u, sınır dışında kalan Kosova başta olmak üzere, Yunanistan’daki
Çamëria, Kuzey Kosova’daki Presheva, Makedonya’daki Tetova, Üsküp ve
Karadağ’daki Ulqin gibi Arnavut bölgeler kuzeydeki Sırbistan-Karadağ devleti ve
güneydeki Yunan devleti tarafından işgal edilmeye başlanmıştır. Böylece
Arnavutluk toprakları büyük bir tehlike ile karşılaşmıştır. Bu tehlikeden
kurtulma çarelerinden biri de dinin manevi gücünden yararlanmak olmuştur. Buna
karşın Avrupa’da esen pozitivist rüzgârın etkisiyle din karşıtı hareketler de
ortaya çıkmış ve bunlar kendi siyasetlerini üretmişler, onu uygulamaya koymak
istemişlerdir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 1 Sayı: 1 |