Balkanlar’da
yaşayan aşırı sağ veya sol, organize suç mensupları, milliyetçi protestocular
veya aşırı İslamcı gruplar bölgenin güvenliği için tehlikeli bir durum
oluşturmaktadır. Bu durum Balkanlar’ı Hizbullah ve İran için cazip bir hedef
haline getirirken İsrail güvenlik servislerinin bölgeye yönelik dikkatini
artırmak için de bir sebep teşkil etmektedir. İsrail, Hizbullah ve İran’ın
çeşitli alanlarda ve de Balkanlar’daki tezahürlerinden endişe duyduğunu
görünüyor çünkü bu durum Tel Aviv’in çıkarlarını tehdit etmektedir. İran ve
İsrail liderlerinin söylemleri ve stratejik gerçekler arasında bir tutarsızlık
mevcut: her birinin diğerine yaptığı yıkım çağrısı, kendisinin de var olma
tehdidini oluşturur.
The
Balkans have always had dangerous groups as right-wing or left-wing extremists,
organized crime, nationalist protestors, or extremist Islamist groups that pose
risks for the area’s security. These conditions that make the Balkans an
attractive target for Hezbollah and Iran, are also a cause for increasing the
focus of Israeli security services. Israel appears to be concerned about
Hezbollah and Iran manifestations in various areas and also in the Balkans. For
a complete understanding of the relations and the rivalry between Iran and
Israel in the Balkans, all elements should be taken into account. The article
argues that there is a discrepancy between the rhetoric of the Iranian and
Israeli leaders and the strategic realities: each call for the destruction of
the other constitutes also a threat to his own survival.
Konular | Siyaset Bilimi |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2017 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 2 - Bölgesel Araştırmalar Dergisi "İran" Özel Sayısı |