Uluslararası
ilişkiler disiplinleri olan Realizm ve idealizm arasında yaşanan ilk teorik
tartışma, devletlerin dış politikalarını da etkilemiştir. İran’ın İslami Devrim
sonrasında uyguladığı dış politika yönelimleri, bu etkinin incelenmesi
bağlamında güzel bir örnek oluşturmaktadır. 1979 yılında gerçekleşen devrim
sonrasında, özellikle Ortadoğu’da “rejim ihracı” söylemine sarılarak, idealist
ve dini bir dış politika uygulayan Tahran; Orta Asya yönelimlerinde ise dini idealizmin
reddini içeren pragmatik bir ulus-devlet refleksi sergilemektedir. Zira Tahran
hem jeopolitik hem de demografik nedenlerden dolayı Orta Asya’da duyguları arka
plana iterek hassas ilişkiler geliştirme ihtiyacı duymaktadır. Politik
yönelimlerinde ihtiyaçlarından kaynaklanan bu farklılaşma da İran’ın Orta Asya
politikasının realist kuram çerçevesinde ele alınmasını mümkün kılmaktadır. Bu
makalede de Tahran’ın dış politika yönelimlerindeki farklılaşma ele
alınmaktadır.
The first theoretical debate between realism and idealism in International
Relations has affected states’ foreign policies. Within this context, Iran’s
foreign policy orientations after the Islamic Revolution is a good example.
After the Islamic Revolution; Iran, which pursued idealistic and religious
policies by embracing the “regime export” statement specially in Middle East;
is showing a pragmatic nation-state reflex which refuses religious idealism in
its Central Asia policies. The situation reveals that Iran has deep rooted
state tradition. This differentiation which results from Iran’s political
orientations, makes it possible to locate Iran’s Central Asia policy in realist
theory. This article is analyzing the differentiations in Iran’s foreign policy
orientations in a theoretical framework by making comparisons.
Konular | Siyaset Bilimi |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2017 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 2 - Bölgesel Araştırmalar Dergisi "İran" Özel Sayısı |