İslam Devrimi İran’ı,
“Batı’nın önemli müttefiklerinden biri” olma rolünü “Batı’nın bölgedeki ötekisi”
haline dönüşmüştür. Bu dönüşüm İran’ın nükleer politikasını da etkilemiştir. Özellikle
ABD desteğiyle nükleer enerji sahibi olan İran için 1984 yılından itibaren nükleer
enerji sahibi olmak Batı karşıtı kimliğinin parçası haline dönüşmüştür. Batı
açısından İran’ın nükleer politikaları tehdit olarak algılanmaya başlamış ve
İslam Devrimi’nden itibaren başta ABD tarafından uygulanan çeşitli ambargo ve
yaptırımlarla İran’ın nükleer politikalarını durdurmaya çalışmıştır. İran,
yaptırım ve ambargolara rağmen nükleer politikalarını ulusal kimliğinin ve
rejiminin güvencesi olarak sürdürmektedir. Çalışmamızda İran’ın nükleer faaliyetlerinin
tarihsel arka planına ve uygulanan ambargo ve yaptırımların etkilerine
değinildikten sonra 2015 Nükleer Antlaşması sonrası gelişmeler analiz
edilecektir.
Iran was transformed from one of the most important
allies of the West to the foe of the West in the Middle East after Iranian
Islamic Revolution. This transformation affected the Iran’s nuclear policy.
Having nuclear energy for Iran has been transformed to part of anti-West
identity of Iran since 1984 even she had nuclear energy via especially supports
of the USA. Then, nuclear policies of Iran began to be perceived as threat by
the West. Notably the US imposed sanctions and lay embargoes on Iran onwards Islamic
Revolution for inhibiting nuclear policies of Iran. Iran is maintaining her
nuclear policies in spite of sanctions and embargoes as assurance of national
identity and regime. In our work, it will be mentioned historical background of
Iran’s nuclear policies and impacts of embargoes and sanctions. Finally, the
developments after 2015 Nuclear Treaty will be analyzed.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2017 |
Kabul Tarihi | 21 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 2 - Bölgesel Araştırmalar Dergisi "İran" Özel Sayısı |