1979 İslam Devrimden
sonra emperyalizm karşısında, ideoloji eksenli bir dış politika güdülmüş,
İran-Irak savaşı sonrasındaki değişimlerle Tahran yalnızlaşma politikasını çok
yönlü bir dış politikaya dönüştürmüştür. 11 Eylül terör saldırılarıyla değişen güç
dengesi de ideoloji eksenli dış politikayı yeniden tetiklemiştir. 11 Eylül
öncesi İran dış politikasında hâkim olan diyalog söylemleri, yerini ideoloji ve
kimlik eksenli çatışmacı bir dış politikaya bırakmıştır. Bu çatışmacı söylem
Ruhani döneminde azalsa da ideoloji ve kimlik eksenli dış politika devam etmektedir.
İran’ın Suriye politikası, ulusal güvenlik, Şii Hilali, jeopolitik ve bölgesel
güç dinamikleriyle şekillenmekte, İran dış politikasındaki materyalist
unsurlardan farklı dinamikleri de göstermektedir.
In the post-1979 Islamic
Revolution, Iran conducted isolationist foreign policy with an anti-imperial
discourse. By the Iran-Iraq War, Iran transformed its isolationist foreign
policy to a multilateral one. Changes in the balance of power, due to the 9/11 terrorist
attacks, re-triggered ideology-oriented foreign policy in Iran It seems that
the conflictual discourse in Iran’s foreign policy has been decreasing during
the President Rouhani era, however, the ideology- and identity-oriented foreign
policy has been continuing. Iran’s foreign policy towards Syria has been shaped
by the following dynamics, such as national security, Shia Crescent, geopolitics and
regional balance of power, and also demonstrated the dynamics beyond the
materialist components in Iran’s foreign policy.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 3 |