Güvenlik, devletlerin sahip oldukları değerlere yönelik herhangi bir tehdidin olmaması durumudur. Güvenlikleştirme ise dünya ülkelerinin dış politikada belirli referans objelerine değer atfederek onları korumanın bir zorunluluk ya da bir görev olduğunu aşılaması şeklinde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda İran, özellikle 2011 Arap Baharı sonrası korunmaya değer atfettiği “İslam Devrimi”, “kutsal yerler” ve “ulusal bağımsızlık/Batı karşıtlığı/yabancı müdahalesi” fenomenlerini Suriye’de güvenlikleştirerek Şam rejimini açık bir biçimde savunmaya geçmiştir. İran, Suriye’deki güvenlik stratejilerini gayri nizami ve asimetrik harp yöntemleri üzerine kurgulamıştır. Bu sayede İran, yalnızca Suriye’nin değil bölgesel güvenliği de derinden etkileyecek önleyici ya da ön alıcı hamlelerini hayata geçirmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 17 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 1 |