TMK m. 132, yalnız kadınlar için geçerli olan emredici bir düzenleme içermektedir. Buna göre; “Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez”. Kanun koyucu, bu yasağın, kadının bekleme süresi içinde doğum yapması halinde kendiliğinden ortadan kalkacağını; kadının gebe olmadığının anlaşılması ve evliliği sona eren eşlerin tekrar evlenmek istemeleri hallerinde ise mahkeme kararı ile bertaraf edilebileceğini düzenlemiştir. Kadınlara özgü olan bu yasak, evliliğin boşanma, butlan davası ile sona ermesinde olduğu gibi ölüm, gaiplik nedenleriyle ortadan kalkması halleri için de geçerlidir. Kadınlara özgü olan bu bekleme süresi ve evlenme yasağının temeli, soybağı hükümlerinin gereği gibi uygulanabilmesi ve soybağına ilişkin fiili durum ile hukuki durum arasında bilinçli ya da bilinçsiz olarak ortaya çıkabilecek farklılıkların önlenmesi amacına dayanmaktadır. Ancak, yalnız kadınlar için geçerli olan bu sınırlı evlenme yasağı, Türk Medeni Kanunu’nun diğer hükümleri göz önüne alındığında hiç bir anlam ifade etmemekte, aksine cinsiyet eşitsizliği yaratmaktan öteye gitmemektedir. Zira, TMK m.132’nin özünü oluşturan soybağının gerçeğe aykırı olarak değiştirilmesi rizikosunun önlenmesi amacı, TMK m.290’daki düzenleme ile tamamen gerçekleştirilmiştir. Gerçekten TMK m.290’a göre; “ Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca baba sayılır”. Böylece, kanun koyucu TMK m.132 ile önlemek istediği soybağı uyuşmazlığını, TMK m.290’da çözüme bağlamıştır. Nitekim, TMK m.132’nin karşılığını oluşturan İsviçre Medeni Kanunu m.103 de (ZGB Art.103) anılan gerekçeye dayanarak yürürlükten kaldırılmıştır. O halde, TMK m.132’deki bu emredici düzenleme, dolayısıyla kadınlara özgü olan bekleme süresi ve sınırlı evlenme yasağının, Türk Aile Hukukundaki fonksiyonu incelenmeye muhtaç bir husustur.
Kadının bekleme süresi sınırlı evlenme yasağı kesin olmayan evlenme engeli soybağı karşılıklığının önlenmesi eşitlik ilkesi
Turkish Civil Code Article 132 contains a mandatory regulation that applies only to women. According to this: “If the marriage is dissolved, women are not able to marry until three hundred days passed from the end of the last marriage.” The legislator states that this prohibition would automatically disappear if the woman gives birth within the waiting period and if it is understood that the woman is not pregnant and if the spouses whose marriage has ended want to remarry, waiting period can be disposed of with a court decision. This prohibition which is specific just for women is valid in cases which the marriage ends with divorce, nullity case as well as in cases where it is dissolved due to death and absence. The basis of this waiting period and the prohibition of marriage, which is specific for women, is based on the purpose of duly applying the paternity rules and preventing the differences that may arise consciously or unconsciously between the actual situation regarding the legal situation. However, this limited marriage ban only valid for women only creates gender inequality and it is meaningless when other provisions of Turkish Civil Code are considered. Because the purpose of preventing the risk of changing the lineage unlawfully, which is also the essence of Turkish Civil Code Article 132, has been fully realized with the regulation in Article 290. According to Article 290 of Turkish Civil Code: “If the child is born within three hundred days of the end of the marriage and the mother remarries in this period, the husband in the first marriage is considered the father. If this presumption is refuted, then the husband in the first marriage is considered the father.” Thus, the legislator resolved this paternity dispute in Article 290 of Turkish Civil Code which he wanted to prevent with Art 132 of Turkish Civil Code. As a matter of fact, Article 103 of the Swiss Civil Code (ZGB Art. 103) which is constituted the equivalent of the Article 132 of Turkish Civil Code was dissolved based on the cited justification. In that case, the function of this imperative rule in Article 132 of Turkish Civil Code is an issue that needs to be examined.
Iddat of woman limited forbidden marriage questionable marriage disability inhibition the geneology confusion equality principle.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Aile Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2 - Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan |