2023 yılı sonu ve 2025 yılı başında verilen iki ayrı Anonim İstinaf Kararı’nda, aynı zamanda pay sahibi de olan yönetim kurulu üyelerinin, bu sıfatlarından kaynaklı kendi mali haklarına ilişkin olan genel kuruldaki müzakerelerde pay sahibi olarak oy kullanmalarının, TTK m. 436/1 bağlamında oydan yoksunluk sınırlamasına tabi olmadığına karar verilmesi huzurdaki çalışmanın hazırlanmasını tetiklemiştir. Konu hakkında Yargıtay ihtisas dairesinin doğrudan değerlendirme yapmamış olması, aslında görüşünün söz konusu sınırlamayı genişletmeme yönünde olduğu kanaatindeysek de, temyiz aşaması bakımından görünümü flu kılmaktadır. İlk derece mahkemelerinde ise kimi zaman oydan yoksunluk yönünde değerlendirme yapılıp, ilgili genel kurul kararının sakatlığına hükmedildiğine tesadüf edilmektedir. Oydan yoksunluğa dair genişletici bu yorumlamanın sonucu her zaman genel kurul kararının iptali ile sonuçlanmamakta, yokluk kararları da görülmektedir. İncelenen pek çok karardan anlaşıldığı üzere, yargı mercilerinin odaklandığı husus aslında mali hakkın fahiş olup olmadığıdır. Bunun önüne geçmek için TTK m. 394’ün de uygulanmasını engelleyici şekilde, TTK m. 436/1 hükmünü kanun koyucunun da amacına aykırı biçimde bireysel işin niteliğini hatalı yorumlayıp genişleterek, mali hakların belirlendiği genel kurul kararlarını oydan yoksunluğa tabi tutmak hukuka aykırıdır. Anılan anonim istinaf kararlarının, ilk derece mahkemelerindeki bu yanılgıya kapıyı kapatmış olması önem arz etmektedir.
Genel Kurul Yönetim Kurulu Üyelerinin Mali Hakları Oydan Yoksunluk Korporatif İş Bireysel İş
This study was triggered by two separate anonymous appeal decisions, ruled respectively at the end of 2023 and the beginning of 2025, in which it was held that board members who are also shareholders are not subject to the voting exclusion under Art. 436/1 of the Turkish Commercial Code when voting in the general assembly on matters concerning their own financial rights arising from their position. The fact that the specialised chamber of the Court of Cassation has not made a direct assessment on the subject, although we believe that its opinion is in favour of not extending the limitation in question, blurs the view in terms of the appeal stage. At the trial courts, it is sometimes observed that a vote exclusion is imposed, resulting in the invalidity of the relevant general assembly resolution. Such an expansive interpretation of vote exclusion does not always lead to the cancelation of the general assembly resolution; in some cases, rulings of nullity have also been observed. Based on the many rulings reviewed, the primary focus of the judiciary is actually whether the financial right is excessive. To prevent this, it is unlawful to subject general assembly resolutions determining financial rights to vote exclusion by erroneously interpreting and unduly broadening the nature of personal matters under Art. 436/1 of the TCC, thereby obstructing the application of Art. 394 and contradicting the legislature’s intent. It is important that the aforementioned anonymous appeal decisions have effectively put an end to this erroneous interpretation adopted by the trial courts.
General Assembly Financial Rights of the Members of the Board of Directors Vote Exclusion Corporate Matter Personal Matter
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ticaret Hukuku (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 19 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 11 Sayı: 2 |