Kur’an‐ı Kerim’de anlatılan helâk olan kavimlere verilen cezalar, suçlarının niteliğinden
bağımsız olmayıp, onların cezalandırma şekillerini ve yöntemlerini işledikleri
suçlar belirlemiştir. Suç ile ceza arasında bir uyum ve dengenin olduğu, sünnetullahın
işleyişinin de bu şekilde cereyan ettiği görülmektedir. Mütecaviz toplum hangi
günah ile yoğrulmuşsa ilahi ceza da adeta günahına uygun bir şekle bürünerek
kendisine dönmüştür. Tuğyan eden kavimlerin yaşadıkları coğrafyadaki tabiatın,
onların azgınlıkları türünden başkaldırışını görüyoruz. Nuh kavmine ve Firavun’a
karşı suyun, Ad kavmine karşı çöl fırtınasının, Lut kavmine karşı ise volkanın
tuğyan etmesine şahit oluyoruz. Adeta insan nasıl davranırsa yeryüzü de ona o
şekilde davranmaktadır.
Bu çalışmamız tarihin belli dönemlerinde Allah’a isyan, kullara zulüm türünden
günahları ile toplumsal düzeni bozup Allah’ın gazabına uğrayan toplulukların,
suçları ile cezalandırılma şekilleri arasındaki bağlantının Kur’an’da nasıl yer
aldığının ortaya konulması amacına matuftur. Kur’an’da suç ile ceza ve helâk şekli
arasındaki bağlantı ve uyumun ortaya konulmasının ferdi ve toplumsal bazda
işlenen kötülüklerin önlenmesine yönelik bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 5 |