İzmir Kağıt Fabrikası, Tanzimat döneminde başlayan sanayileşme çabaları içinde belirli bir yer tutmaktadır. Uluslararası ticaretin önemli kavşak noktalarından birini oluşturan İzmir, XIX. yüzyıl ortalarında bir kağıt fabrikasının kurulması için elverişli bir ortam olarak görünmektedir. Kaldı ki İzmir'de kâğıt fabrikası tek sanayi kuruluşu değildi. Bir süre önce savunulan ve XIX. yüzyılda İzmir’deki sanayi kuruluşlarını ve ticari etkinlikleri inceleyen bir doktora tezinde, burada faaliyet gösteren belli başlı işletmeler ele alınmıştır. Basma fabrikaları, pamuk atölyeleri, iplik fabrikaları, çuha fabrikası, demir döküm atölyeleri, buhar kuvvetiyle çalışan un değirmenleri, yağhaneler ve diğer kuruluş ve işletmeler İzmir’in XIX. yüzyılda sanayi açısından gizilgücünü ortaya koymaktadır. Öte yandan üzerinde durulması gereken noktalardan biri de İzmir Kağıt Fabrikasının statüsünün ne olduğudur. Kimi belgelerde buradan Fabrika-yı Hümayun olarak söz edilmesi dikkati çekmektedir. Bilindiği gibi bu deyim, Hazine-i Hassa'dan aktarılan sermaye ile kurulan ve çalışan işletmeleri anlatmaktadır. Daha doğrusu devlet fabrikası anlamına gelmektedir. Oysa İzmir Kağıt Fabrikası, Düzoğlu Agop, Hoca Mihran ve şerikleri tarafından kurulan ve işletilen bir fabrika idi. Ancak ne var ki bu fabrikaya, yukarıda görüldüğü gibi, o kadar geniş imtiyazlar verilmişti ki bu ayrıcalıklar çerçevesinde fabrikanın çok özel bir konuma sahip olduğu görülmektedir. İzmir Kağıt Fabrikasının bu denli desteklenmesinin nedeni şüphesiz devletin kâğıt gereksinimini karşılamaya yönelik bir kuruluş olmasıydı. Fabrikanın kısa bir süre için de olsa böyle bir gereksinimi karşıladığını görüyoruz. Bu fabrika kapandıktan sonra kâğıt bütün bütün dışarıdan ithal edilmiş ve milyonlarca para dışarıya akmaya başlamıştır. Bu yüzdendir ki XIX. yüzyılı n sonlarına doğru kâğıt sorunu bir kez daha gündeme gelmişti. 1899 tarihli bir Islah-ı Sanayi Komisyonu raporunda, cam ve kağıt gibi ürünlerin alımı için her yıl milyonlarca liranın Avrupa'ya gitmekte olduğu üzerinde duruluyor ve bu paranın içeride kalması için de "muntazam fabrikalar inşası" gerektiğine işaret ediliyordu.
The İzmir Paper Factory occupies a noteworthy position within the industrialization efforts that began during the Tanzimat period. İzmir, one of the principal crossroads of international trade, appeared in the mid-nineteenth century to offer a favorable environment for the establishment of a paper mill. Indeed, the İzmir Paper Factory was not the city’s only industrial enterprise. A recently defended doctoral dissertation examining nineteenth-century industries and commercial activities in İzmir identifies several major establishments operating in the region. Printed-cotton factories, cotton workshops, spinning mills, a broadcloth factory, iron foundries, steam-powered flour mills, oil-pressing facilities, and various other enterprises collectively reveal İzmir’s industrial potential during the nineteenth century. Another issue that merits attention is the legal and institutional status of the İzmir Paper Factory. It is striking that some documents refer to it as Fabrika-yı Hümâyun. As is well known, this term denotes state enterprises established and operated with capital transferred from the Privy Treasury (Hazine-i Hassa)—in other words, state-owned factories. However, the İzmir Paper Factory was founded and operated by Düzoğlu Agop, Hoca Mihran, and their partners. Nevertheless, as noted above, the factory was granted such extensive privileges that it clearly occupied a highly exceptional position within the industrial landscape of the period. The principal reason for the strong support extended to the İzmir Paper Factory was undoubtedly its intended role in meeting the state’s paper requirements. Although only for a brief period, the factory did in fact supply this need. After its closure, paper had to be entirely imported, resulting in the outflow of substantial sums of money. For this reason, the paper issue resurfaced toward the end of the nineteenth century. A 1899 report of the Commission for Industrial Reform (Islah-ı Sanayi Komisyonu) emphasized that millions of liras were being paid annually to Europe for the purchase of goods such as glass and paper, and argued that the construction of “well-organized factories” was necessary to keep this capital within the country.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 1998 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 1997 Cilt: 18 Sayı: 22 |
Dergimizin geçmiş sayılarına ilişkin arşivine ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Dergimize makale başvuruları Yayın Takip Sistemi üzerinden gerçekleştirilmektedir.