Erken Cumhuriyet döneminde devlet ve halk arasında bir köprü işlevi gören Halkevleri, inkılapların benimsenmesi için ülke sathında müzecilik ve sergi faaliyetleri yürüttü. Bu faaliyetlerin en önemli ayaklarından bir tanesini 1934’te başkentte düzenlenen “İnkılâp’ta Ankara” sergisi oluşturuyordu. Bu faaliyet, bir yandan genç Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu yurttaşlara anlatırken öte yandan da tarihsel hafızanın kaybolmamasını da sağlamayı amaçladı. 1930’lu yıllarda dil ve tarih gibi alanlarda kültürel bir dinamizm yakalanmış ve bu gelişmelerin görselleştirilmesi için de çaba harcanmıştı. Aslında bu sergi uzun yıllara yayılacak bir çabanın ilk tohumuydu. Başka bir deyişle, bu serginin daha sonraki yıllarda tesis edilmesi planlanan İnkılap Müzesinin temelini oluşturacağı varsayıldı. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet devrimleri ile ilgili evraklar ve eşyalar bu sergide bir araya getirildi ki ziyaretçiler mümkün mertebe otantik eserler ile karşılaşsınlar. Devrimlerin görselleştirilerek yurttaşların tarih konusunda bilinçlendirilmesi salt Türkiye’ye özgü bir durum değildi. Moskova’daki Sovyetler Birliği Devrim Müzesi, Almanya’daki Die Front sergisi ve İtalya’daki Mostra Della Rivoluzione Fascista müzesi genç Cumhuriyet için örnek teşkil etti. İnkılap müzesi kurulması fikri Cumhuriyet Halk Partisi’nin programında kendisine yer buldu ve devlet nezdinde ciddi olarak destek gördü. Dolayısıyla, devletin pek çok kademesi tarafından desteklenen bir fikir olarak serpilip gelişti. Ancak, inkılap müzesi düşüncesi tatmin edici bir biçimde hayata geçirilmesi uzun yıllara yayılan bir çabanın ürünüydü. Kurtuluş Savaşı’na ve gerçekleştirilen inkılaplara ait eserlerin toplanması bürokratik sebeplerden ötürü uzun sürdü. Buna rağmen, Türk ulusal kimliğinin oluşturulmasında ve pekiştirilmesinde görsellik ve müzecilik önemli bir yer tutmaktadır. Cumhuriyet devrimlerinin tüm yurttaşlar tarafından içselleştirilebilmesi için bir ağacın kökü misali ülke geneline kök salmış olan Halkevlerinin müzecilik kolları bu noktada son derece aktif oldu.
People’s Houses that served as a bridge between the state and people carried out activities of museology and exhibition across the country to popularize the revolutions during the early Republican era. One of the most important parts of such activities were the exhibition of “Ankara in Revolution” organized in the capital in 1934. This exhibition aimed to preserve the historical memory while displaying how the Republic was founded to the citizens. There was a cultural dynamism in the fields of language and history in the 1930s and efforts made to the visualization of such developments. In fact, this exhibition was the first seed of the long standing efforts. In other words, It was assumed that this exhibition would form the basis of the Revolution Museum, which was planned to be established in the following years. The documents and items related with Liberation War and Republican revolutions were collected in the exhibition so that the visitors could encounter authentic items as much as possible. Raising the citizens’ awareness of history through the visualization of the revolutions was not special to Turkey.The Revolutionary Museum of the Soviet Union in Moscow, the Die Front exhibition in Germany and the Mostra Della Rivoluzione Fascista museum in Italy set an example for the young Republic. The idea of the establishment of a revolution museum was subsumed under the programme of the Republican People’s Party and it drawed firm support from the state. Thus, it flourished as an idea supported by many state apparatus. However, such an idea would take many years to be acceptably materialized. The collection of the items related with the Turkish Liberation War and Revolutions took a long time due to bureaucratic reasons. Nevertheless, visualization and museology loomed large in the making of Turkish national identity and its consolidation. The museology branch of People’s House that took roots like a tree across the country played a leading role for the adoption of the Republican revolutions by all the citizens.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 11 Şubat 2022 |
Kabul Tarihi | 13 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |