Initiatives concerning the reformation of the Ottoman Army had begun before the outbreak of the First World War. Ottoman State’s request and desire in this respect was welcomed by Germany in 1913, and the General Liman von Sanders was appointed as the head of the German military mission to the Ottoman State. German officers undertook important tasks in the Turkish Army during the First World War. There is a substantial criticism directed at the German officers suggesting that these officers neglecting the Ottoman State’s interests served the German interests, especially during the Çanakkale Campaign, and that they received their orders directly from Berlin. However, there were foreign officers, who duly undertook their duties and conducted outstanding tasks as loyal allies of the Ottoman State. One such prominent person was the German Artillery Major Lierau, and the personnel under his command, who assumed important tasks in the Ottoman Army in saving the Kösten Island (Uzun Ada).
İzmir and its environs were under the Entente blockade throughout the war, those places were bombarded both by the Entente fleet and aeroplanes on various dates. One such bombardment conducted by the fleet and aeroplanes coincides with the dates prior to the Çanakkale Naval Campaign. British apprehensions regarding the German submarines were influential in their bombardment of İzmir. It is believed that the bombardment was an attempt to divert the Turkish attention to İzmir and deploy some of its troops in Çanakkale to the region during the most chaotic days of the Çanakkale Naval Campaign.
The British failing in their forcing the Çanakkale Strait directed their attacks at the Asia Minor coastline, especially to İzmir. At the beginning of 1915, several intelligence reports repeatedly warned of the Entente landings in İzmir. They managed to occupy the Kösten and Hekim islands on 27 May 1915. The British positioned an artillery unit, constructed an airfield, and mined and laid nets on the entrance of the coves on the western sector of the Kösten Island to secure their anchored battleships. They plied frequently with steamships to Lesbos Island. British fleet, anchored between the North-Eastern sector of the Kösten Island and Menemen Bay, regularly bombarded the former fortifications in Yenikale and the communication batteries in İzmir. Kösten Island was at a strategic point in the İzmir Bay, on the route to Çanakkale.
In the days following the British occupation of the Kösten Island the naval and aerial Entente activities gradually increased. Kösten Island became an extremely important base on the route to the Lesbos Island. Kösten Island surely became an important naval base for the Ententes in the aftermath of the Çanakkale Naval battle failure, should they ever attempt to launch an operation on İzmir. The island had to be taken back from the British.
To this end preparations were undertaken. Austrian 36th Howitzer Battalion of 15 cm that had carried out successful operations on the Gelibolu Peninsula was deployed in İzmir. Battalion commander was the Austrian Captain Manouschek. The battery was positioned on the very far end of the Urla Peninsula. It became ready to defend the İzmir Bay as of 17 April 1916. The battery shelled the Kösten Island. However, its position was not suitable for shelling the British aerodromes on the Kösten Island.
German Major Lierau began contemplating on the bombardment of the Kösten Island, and later penned his successful campaign after saving the island. The ATASE Archive documents pertaining to the raid, rivaling the best film scenarios, narrated by the German Arty. Major Lierau sets the theme of this study with all its details by relying on the primary sources.
By saving the Kösten Island in the aftermath of the Çanakkale failure a critical task of curbing the possibility of a landing in İzmir and its environs was met; and the blockade around İzmir was partially alleviated. Kösten Island that was saved owing to the sense of duty of the German Maj. Lierau and his comrades remained in hands of the Turkish forces until the end of the WWI.
Saving of the Kösten Island in the WWI, reveals the consequences of the alleviating of the siege laid on İzmir and its environs. Although Germany is generally criticized as an ally in the WWI, through the specific consideration of the Kösten Island it can clearly be stated that the German and Austria-Hungarian troops succeeded in undertaking vital operation.
Saving of Kösten Island (Uzun Ada) German Officers in the World War I German Artillery Major Lierau Navy Lieutenant Missoveit Austrian Captain Manouschek Turkish-German Relations-World War I
Osmanlı ordusunun ıslah çalışmaları kapsamında Almanya ile girişimler Birinci Dünya Harbi öncesinde başlamıştı. Osmanlı Devleti’nin bu konudaki talep ve isteği 1913 yılında Almanya tarafından uygun görülmüş, gelen askerî heyetin başkanlığına General Liman von Sanders tayin edilmişti. Birinci Dünya Savaşı boyunca Osmanlı Devleti’nde görev yapan Alman subaylar, Türk ordusunda önemli görevler almıştı. Çanakkale Muharebeleri başta olmak üzere bu subayların farklı bir misyon üstlenerek Almanya’ya hizmet ettikleri, gerçek anlamda Osmanlı Devleti’nin menfaatlerini göz ardı ettikleri ve emirleri Berlin’den aldıkları yönünde genel bir eleştiri de bulunmaktadır. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nda görevini layıkıyla yerine getiren ve yaptıkları işlerle ön plana çıkan Osmanlı Devleti’nin müttefiki yabancı subaylar da bulunmaktaydı. Bunlardan birisi de Osmanlı ordusunda görev yapan ve Kösten (Uzun Ada) Adası’nın kurtarılmasında önemli bir görev üstlenen Alman Topçu Binbaşı Lierau ve emrindeki personeliydi.
İzmir ve çevresi İtilaf Devletleri tarafından savaş boyunca abluka altında tutulmuş, gerek gemi ve gerekse tayyarelerle çeşitli tarihlerde bombardıman edilmiştir. İzmir’e 5-9 Mart 1915 tarihleri arasında hem gemi hem de tayyareler ile gerçekleştirilen bir saldırı daha vardır ki Çanakkale Deniz Harekâtının hemen öncesine denk gelmektedir. İngilizlerin, Alman denizaltıları ile ilgili endişeleri İzmir’in bu tarihlerdeki bombardımanında etkilidir. Çanakkale deniz savaşlarının sarpa sardığı sırada Türklerin dikkatini İzmir’e çevirmek ve Çanakkale’deki kuvvetlerinden bir kısmını çekmelerini sağlamak için bu bombardımanın yapıldığı değerlendirilmektedir.
Çanakkale’de istedikleri başarıyı gösteremeyen İngilizler, saldırılarını Küçük Asya sahillerine, öncelikle İzmir’e yöneltmişti. 1915 yılının başlarında İtilaf Devletlerinin İzmir’e çıkarma yapacağı haberi birkaç kez verilmişti. Sonunda 27 Mayıs 1915’te Kösten ve Hekim adalarını işgal etmeyi başardılar. İngilizler ele geçirdikleri Kösten Adası’na topçu yerleştirmişler, bir tayyare alanı yapmışlar, adanın batısındaki küçük limanlarda bulundurdukları savaş gemilerinin güvenliği için de koyların ağzını ağlarla çevirerek mayınlamışlardı. Kösten ve Midilli arasında da sık ve düzenli vapur seferleri yapıyorlardı. İngiliz savaş gemileri, Kösten Adası’nın Kuzey-Doğu sahili ile Menemen Körfezi arasında durarak, İzmir’in eski istihkâmlarını, yani Yenikale’yi ve oradaki irtibat bataryalarını sık sık bombardıman ediyorlardı. Kösten Adası Çanakkale’ye yakın olması ve İzmir Körfezi içerisindeki konumu ile stratejik bir konumdaydı.
Ayrıca Kösten Adası İngilizler tarafından işgal edildikten sonra, bölgedeki İtilaf Devletlerinin deniz ve tayyare faaliyetleri de günden güne artmıştı. Kösten Adası, İngilizler için Midilli öncesi önemli bir merkez haline gelmişti. Çanakkale başarısızlığı sonrası İtilaf Devletlerinin, İzmir’e karşı gerçekten bir teşebbüse girişecek olması halinde, Kösten Adası elbette önemli bir üs olacaktı. Bu anlamda Kösten’in İngilizlerden geri alınması gerekiyordu.
Bu nedenle hazırlıklar yapılmaya başlandı. Gelibolu yarımadasında da önemli görevler yapan 36 Numaralı Avusturya 15’lik Obüs Bataryası İzmir’e yollandı. Batarya komutanı Avusturyalı Yüzbaşı Manouschek’ti. Bu batarya Urla Yarımadasının en uzak ucuna sevk edildi ve mevziiye girdi. 17 Nisan 1916 gününden itibaren Batarya İzmir Körfezi’ni korumaya hazırdı. Kösten Adasını topa tuttu. Ancak, Kösten Adası’ndaki İngiliz tayyare hangarı bu mevziden vurulamıyordu.
Bu dakikadan sonra Alman Binbaşı Lierau Kösten Adası’nın nasıl bombalanabileceğini düşünmeye başladı ve başarılı olduğu harekâtı kendi dilinden yazıya döktü. Çalışmada, ATASE Arşivinden tespit edilen ve Alman Topçu Binbaşı Lierau’nun dilinden aktarılan baskın, film senaryolarını aratmayacak bir macerayı tüm ayrıntılarıyla birincil kaynaklara dayalı olarak sunmaktadır.
Çanakkale başarısızlığı sonrası İzmir ve çevresine yapılabilecek bir taarruz öncesi Kösten Adası kurtarılarak önemli bir görev yerine getirilmiş, İzmir ve çevresi üzerindeki abluka da kısmen azaltılmıştı. Çanakkale sonrası bölgeye yapılabilecek bir harekât öncesi stratejik bir ada geri alınmıştı. Alman Binbaşı Lierau ve arkadaşlarının görev bilinciyle kurtarılan Kösten Adası, Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Türklerin elinde kalmıştı.
Kösten Adası’nın kurtarılması Birinci Dünya Savaşı’nda, İzmir ve çevresi üzerindeki ablukanın azaltılmasına yarayacak sonuçları gözler önüne sermektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın genelinde özellikle Almanya, müttefik olarak eleştirilse de Kösten Adası özelinde, Alman ve Avusturya-Macaristan askerlerinin önemli bir görevi başarıyla yerine getirdiğini ifade etmek gerekir.
Kösten (Uzun Ada) Adası’nın Kurtarılması Birinci Dünya Savaşı’nda Alman Subaylar Alman Topçu Binbaşı Lierau Alman Deniz Üsteğmen Missoveit Avusturyalı Yüzbaşı Manouschek Türk-Alman İlişkileri-Birinci Dünya Savaşı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 21 |