Globalization of world economy has serious impacts on cities. Role of individual cities is growing. The term “global city” is used for some which have crucial controlling authorities in the world economy and finance. Istanbul is said to have the potential to be a global city in the near future. This claim was strong enough that policies for Istanbul are designed in parallel to the aim to make the city global. However, these policies deepened the existing problems created new problems of inequality and polarization in Istanbul. This article discusses the theoretical base for “Global City” recommendations for Istanbul; and argues that the negative conclusions of the process were easily foreseen from a Marxist perspective
Dünya ekonomisinin küreselleşmesi, şehirler üzerinde ciddi etkiler yaratmıştır. Şehirlerin tek başlarına sahip oldukları roller değişmiştir. “Küresel kent” kavramı, dünya ekonomisi ve finans sektörü üzerinde kritik kontrol yetkilerine sahip olan bazı kentler için kullanılmaktadır. İstanbul’un da yakın tarihte böyle bir küresel kent olabileceği iddia edilmektedir. Bu iddialar politika yapıcılar tarafından benimsenmiştir ve sonuç olarak, son yıllarda İstanbul kenti ile ilgili politikalar, kenti bir küresel kent yapma amacına uygun olarak düzenlenmiştir. Ancak, bu politikalar, şehirde hâlihazırda var olan eşitsizlik ve kutuplaşmaları derinleştirmiş ve bunlara yenilerini eklemiştir. Bu çalışma, İstanbul’un bir ‘küresel kent’ olması öneren teorik altyapıyı tartışmakta ve bu sürecin negatif sonuçların Marksist bir perspektiften bakıldığında çok daha önce görülmüş olduğunu öne sürmektedir
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 2 |